Bildirme cümleleri, gerek sözlü gerek yazılı iletişimde en yaygın biçimde kullanılan cümle türüdür. Günlük konuşmalardan resmi metinlere, akademik yazılardan hikâye anlatımına kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Bu cümleler, hem olumlu hem de olumsuz ifadeler içerebilir ve genellikle tamamlanmış bir düşünce sunar.
Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
Bildirme Cümleleri Nedir?
Bildirme cümleleri ( declarative sentences ), bir durumu, düşünceyi, bilgiyi, görüşü ya da duyguyu doğrudan ve açık bir şekilde ifade eden cümle türleridir. İngilizcede iletişim kurmanın en temel yolu bu tür cümlelerden geçer. Karşımızdakine bir şey anlatmak, bir görüş paylaşmak ya da bir bilgi vermek istediğimizde çoğunlukla bu yapılar kullanılır.
Bildirme cümlelerinin sonunda her zaman nokta (.) bulunur. Tonlama açısından düz ve kararlı bir ifade taşır; bu da onları soru ya da ünlem cümlelerinden ayırır.
Bildirme Cümlelerinin Özellikleri
Bildirme cümlelerini diğer cümle türlerinden ayıran bazı belirgin dilbilgisel ve yapısal özellikler şunlardır:
- Her cümle mutlaka bir özne (subject) ve bir yüklem (verb) içerir.
- Sıklıkla SVO (Subject – Verb – Object) yapısını izler: örneğin “She likes coffee.”
- Cümle sonunda her zaman nokta (.) yer alır.
- Olumlu olumsuz
- İfade edilen bilgi kesin tahmine dayalıkişisel bir görüş
- Düz, doğrudan ve tamamlanmış
Bildirme Cümlelerinin Cümledeki Görevleri
Bildirme cümlelerinin temel amacı bilgi vermek olsa da, dil içerisindeki işlevleri bu kadarla sınırlı değildir. Farklı bağlamlarda farklı görevler üstlenebilirler:
- Bilgi aktarma: Bir konu hakkında doğrudan bilgi verir.
Örn: The train leaves at 9 p.m. - Tanım yapma: Bir kavramı ya da nesneyi açıklar.
Örn: A triangle has three sides. - Yorum bildirme: Kişisel görüş ya da değerlendirme sunar.
Örn: I think this is a good idea. - Gözlem paylaşımı: Dış dünyadan algılanan bir durumu ifade eder.
Örn: It’s getting cold outside. - Hikâye anlatımı: Olayları ya da süreçleri sıralar.
Örn: He opened the door and entered the room. - Akademik açıklamalar: Bilimsel ya da teknik bilgiler sunar.
Örn: Water boils at 100°C under standard pressure.
Bildirme Cümlelerinin Yapı Özellikleri
Bildirme cümleleri yapısal olarak hem basit hem de karmaşık biçimlerde kurulabilir. Temel unsurlar değişmese de, farklı dil bilgisel öğeler eklenerek cümle zenginleştirilebilir.
- Basit olumlu cümle: They study English.
- Olumsuz cümle: They do not study English.
- Yardımcı fiil içeren cümle: She is a doctor.
- Modal fiil ile kurulu cümle: You should listen carefully.
- Koşullu (conditional) cümle: If it rains, we will stay inside.
- Yan cümlecikli karmaşık yapı: Although he was tired, he continued working because the deadline was close.
Bu çeşitlilik, bildirme cümlelerinin yalnızca temel bilgi aktarmakla kalmadığını, aynı zamanda çok katmanlı ve derin anlatımlar için de kullanılabileceğini gösterir. Bu nedenle İngilizce öğreniminde bu yapılar üzerinde sağlam bir hakimiyet geliştirmek, hem yazılı hem sözlü anlatım becerilerini doğrudan etkiler.
Olumlu ve Olumsuz Bildirme Cümleleri
İngilizce’de bildirme cümleleri (declarative sentences), yapısal olarak iki temel biçimde karşımıza çıkar: olumlu (affirmative) ve olumsuz (negative) cümleler. Her iki tür de bir düşünceyi veya durumu açıkça ifade eder; ancak ilettikleri anlam birbirinin zıttıdır.
Olumlu bildirme cümleleri , bir olayın gerçekleştiğini, bir durumun mevcut olduğunu ya da bir yargının geçerli olduğunu belirtir. Genellikle düz bir anlatım sunar ve okuyucuya ya da dinleyiciye açık, kesin bir bilgi verir. Bu tür cümleler, İngilizce’nin en yaygın kullanılan yapılarını oluşturur.
Örnekler:
- She works at a hospital. (Bir hastanede çalışıyor.)
- They are watching a movie. (Bir film izliyorlar.)
- The sun rises in the east. (Güneş doğudan doğar.)
Olumsuz bildirme cümleleri ise, bir eylemin gerçekleşmediğini, bir durumun söz konusu olmadığını veya bir yargının geçerli olmadığını ifade eder. Bu tür cümleler, olumsuzluk bildiren kelimeler veya yapılar içerir. En yaygın kullanılan olumsuzluk ifadesi “not” kelimesidir. Yardımcı fiillerle birlikte kullanıldığında, cümleyi anlamca tersine çevirir.
Olumsuzluk ayrıca “never”, “no”, “nothing”, “nobody”, “nowhere”, “hardly”, “scarcely”, “rarely” gibi diğer olumsuzluk belirten sözcüklerle de sağlanabilir. Cümledeki olumsuzluk, yüklemle doğrudan ilişkili olabileceği gibi, tüm cümleyi kapsayan geniş bir anlam da taşıyabilir.
Örnekler:
- She does not work on Sundays. (Pazar günleri çalışmaz.)
- They are not watching TV right now. (Şu anda TV izlemiyorlar.)
- He never eats meat. (Asla et yemez.)
- No one came to the meeting. (Toplantıya kimse gelmedi.)
Dil öğrenenler için olumlu ve olumsuz cümle yapılarını doğru bir şekilde ayırt edebilmek, hem anlamı doğru kavramak hem de etkili iletişim kurmak açısından son derece önemlidir. Özellikle fiil zamanlarına göre olumsuzluk yapılarının değiştiği unutulmamalı, her zaman ilgili yardımcı fiilin (do, does, did, is, are, was, were, have, has, will vs.) doğru biçimde kullanılması sağlanmalıdır.
Kısacası, olumlu ve olumsuz bildirme cümleleri İngilizce’nin iskeletini oluşturur. Konuşulan ya da yazılan her ifadede bu iki yapıdan biri hâkimdir ve anlatılmak istenen mesajın doğru anlaşılması için temel gramer kurallarına dikkat edilmelidir.
Bildirme Cümleleri ile İlgili Sık Yapılan Hatalar
İngilizce öğrenen Türk öğrenciler, bildirme cümleleri (declarative sentences) kurarken bazı sistematik ve dilsel hatalar yapmaktadır. Bu hatalar, genellikle anadili Türkçe olan bireylerin kendi dil yapılarından İngilizce’ye yanlış aktarımlar yapmasından kaynaklanır. Bu bölümde, en sık karşılaşılan hataları açıklayarak, bu tür yanlışlardan nasıl kaçınılabileceğine dair ipuçları sunuyoruz.
- Sıra hatası (Word order): Türkçe cümle yapısı oldukça esnek olup fiil genellikle sonda yer alır. Ancak İngilizce’de kelime sırası katıdır ve genellikle özne + fiil + nesne (SVO) şeklindedir. Türk öğrenciler bazen bu sıralamayı yanlış kurarak cümlede anlamsal veya yapısal bozulmalara neden olur.
Yanlış:Goes she to school every day.
Doğru:She goes to school every day. - Özne eksikliği (Missing subject): Türkçede özne çoğu zaman cümle dışı bırakılabilir çünkü fiilin çekimi özneyi ima eder. İngilizce’de ise her cümlede açıkça bir özne bulunması zorunludur. Öğrenciler bazen bu alışkanlığı İngilizce’ye taşıyarak öznesiz cümleler kurar.
Yanlış:Is going to the market.
Doğru:She is going to the market. - Olumsuzluk hataları (Incorrect negation): İngilizce’de olumsuz cümle oluşturmak için çoğu zaman yardımcı fiile ihtiyaç vardır. Ancak Türk öğrenciler yardımcı fiili atlayarak sadece “not” ekler veya doğrudan fiili olumsuz hale getirmeye çalışırlar. Bu, özellikle simple present ve simple past gibi zamanlarda sık yapılan bir hatadır.
Yanlış:He not like pizza.
Doğru:He does not like pizza. - Fiil-zaman uyumsuzluğu (Tense mismatch): Cümlenin zamanına uygun fiil çekimi yapılmaması oldukça yaygın bir hatadır. Örneğin geçmiş zaman kullanıldığında fiilin hâlâ geniş zaman gibi kullanılması ya da yardımcı fiil kullanıldıysa esas fiilin yanlış biçimde çekimlenmesi.
Yanlış:She did went to the store.
Doğru:She went to the store. - Gereksiz yardımcı fiil kullanımı: İngilizce’de cümlede zaten bir yardımcı fiil varsa, tekrar “do/does/did” gibi yardımcı fiil eklemek gerekmez. Bu karışıklık, olumlu ve olumsuz yapılar birbirine karıştırıldığında ortaya çıkar.
Yanlış:She does is a teacher.
Doğru:She is a teacher. - Zaman zarfları ile uyumsuzluk: İngilizce’de kullanılan zaman zarfları, cümledeki zamanla tutarlı olmalıdır. Örneğin “yesterday” ile present tense kullanılmaz.
Yanlış:I go to the cinema yesterday.
Doğru:I went to the cinema yesterday.
Bu tür hataların farkında olmak, İngilizce bildirme cümlelerini doğru biçimde kurmak için oldukça önemlidir. Öğrencilerin sık sık okuma yapması, dil bilgisi kurallarını tekrar etmesi ve kendi yazdıkları cümleleri gözden geçirmesi önerilir. Doğru yapıların sık kullanımı, zamanla bu hataların ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır.
Bildirme Cümleleri ile İlgili Örnek Cümleler
- I like chocolate..
Ben çikolatayı severim . . - She goes to school every day..
O, her gün okula gider . . - They live in London..
Onlar Londra’da yaşıyor . . - My brother is very tall..
Kardeşim çok uzun . . - The dog is barking loudly..
Köpek yüksek sesle havlıyor . . - I don’t like spicy food..
Acılı yemekleri sevmem . . - She doesn’t know the answer..
Cevabı bilmiyor . . - We have a meeting tomorrow..
Yarın bir toplantımız var . . - It rains a lot in November..
Kasım ayında çok yağmur yağar . . - This car is very expensive..
Bu araba çok pahalı . . - She studies medicine at university..
Üniversitede tıp okuyor . . - I am not tired..
Yorgun değilim . . - They aren’t at home right now..
Şu anda evde değiller . . - You need a visa to enter the UK..
Birleşik Krallık’a girmek için vizeye ihtiyacın var . . - He works as an engineer..
Mühendis olarak çalışıyor . .