İngilizce’de “do”, “so”, “one” ile Yerine Koyma – Substituting with “do”, “so”, “one” in English

İngilizcede, cümleleri daha akıcı hale getirmek ve gereksiz tekrarlardan kaçınmak için çeşitli kelimeler ve yapılar kullanılır. Bunlardan en yaygın olanları “do”, “so” ve “one” kelimeleridir. Bu kelimeler, daha önce bahsedilen bir eylemi, fikri veya nesneyi temsil ederek cümlenin daha kısa ve etkili olmasını sağlar. Bu yöntem, hem yazılı hem de sözlü iletişimde dilin daha doğal ve anlaşılır olmasına yardımcı olur. Bu başlık altında, bu üç önemli yerine koyma kelimesinin kullanımını detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

İçindekiler

Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.


“do” ile Yerine Koyma (Verbal Substitution with “do”)

Konuşma ve yazıda akıcılığı sağlamanın en önemli yollarından biri, aynı fiili veya fiil öbeğini tekrar tekrar kullanmaktan kaçınmaktır. İngilizcede bu amaçla en sık kullanılan kelimelerden biri, yardımcı fiil olan “do” dur. “do”, daha önce bahsedilmiş bir ana fiilin veya bir eylemi anlatan fiil grubunun yerini alarak cümleleri daha kısa, anlaşılır ve doğal hale getirir. Bu kullanım, özellikle bir eylemi onaylama, vurgulama, karşılaştırma veya soruya cevap verme durumlarında karşımıza çıkar.

“do” kelimesini yerine koyma fiili olarak kullanırken, cümlenin zamanına, öznesine ve yapısına göre doğru şekilde çekimlenmesi hayati önem taşır.

  • Şimdiki ve Geniş Zaman: Tekil özneler için “does” (he, she, it) ve çoğul özneler için “do” (I, you, we, they) kullanılır. Örneğin: “He loves to sing, and she does too.” (O şarkı söylemeyi seviyor ve o da seviyor .)
  • Geçmiş Zaman: Tüm özneler için “did” kullanılır. Örneğin: “They left early, and we did as well.” (Onlar erken ayrıldı ve biz de ayrıldık .)
  • Olumsuz Yapılar: “do” fiili, olumsuz cümlelerdeki ana fiili temsil etmek için de kullanılabilir. Örneğin: “He doesn’t like coffee, but I do .” (O kahve sevmiyor ama ben seviyorum .)

Bu kullanımın en yaygın örnekleri karşılaştırmalı cümlelerde görülür. Mesela, “I run faster than he does .” cümlesinde, “does” kelimesi “runs” fiilinin yerine geçer. Bu, “I run faster than he runs.” cümlesine göre çok daha doğal ve akıcı bir ifadedir. Bir başka örnek ise bir eylemi onaylamak veya vurgulamak için kullanılır. “Did you finish your project?” sorusuna “Yes, I did .” şeklinde verilen kısa bir cevap, “Yes, I finished my project.” cümlesini tekrar etmekten kaçınır ve konuşmayı daha dinamik hale getirir.

Özetle, “do” kelimesi, hem yazıda hem de konuşmada tekrarlardan kaçınarak dilin daha sade ve etkili kullanılmasını sağlayan vazgeçilmez bir dilbilgisi aracıdır. Bu yapıyı doğru bir şekilde kullanmak, İngilizce seviyenizi bir üst basamağa taşıyacaktır.


“so” ile Yerine Koyma (Substitution with “so”)

Sözlü ve yazılı İngilizcede, konuşmayı daha akıcı hale getirmek ve gereksiz tekrarlardan kaçınmak için “so” kelimesi, bir fikrin veya bir durumun yerine geçmek için sıklıkla kullanılır. Bu kullanım, özellikle bir önceki cümlede belirtilen bir duruma, fikre veya olasılığa atıfta bulunurken yaygınlaşır. “so” kelimesi, genellikle “düşünmek”, “inanmak”, “umut etmek” gibi fiillerle birlikte kullanılarak “öyle düşünüyorum,” “öyle inanıyorum,” “öyle umuyorum” gibi anlamlar katar.

Bu yapı, özellikle bir soruya kısa ve öz bir cevap vermek istediğinizde çok etkilidir. Mesela, “Will the concert be crowded?” (Konser kalabalık olacak mı?) sorusuna “I think so .” (Öyle düşünüyorum.) şeklinde cevap vermek, “I think the concert will be crowded.” (Konserin kalabalık olacağını düşünüyorum.) cümlesini tekrar etmekten çok daha doğaldır. Bu, cümlenin akışını bozmadan fikrinizi iletmenizi sağlar.

“so” ‘nun kullanıldığı yaygın fiiller şunlardır:

  • Think so: “Düşünüyorum ki öyle.”
  • Hope so: “Umarım öyle olur.”
  • Believe so: “Öyle olduğuna inanıyorum.”
  • Suppose so: “Sanırım öyle.”
  • Expect so: “Öyle bekliyorum.”
  • Say so: “Öyle söylemek.”

“so” kelimesinin olumsuz hali, genellikle “I think not” şeklinde ifade edilir. Bu daha resmi bir kullanımdır. Daha yaygın ve günlük konuşmada ise genellikle “I don’t think so” yapısı tercih edilir. Örneğin, “Is she happy with her new job?” (Yeni işinden memnun mu?) sorusuna “I don’t think so .” (Öyle olduğunu düşünmüyorum.) şeklinde cevap vermek daha yaygındır. “I hope not” (Umarım olmaz.) gibi yapılar da olumsuz bir durumu ifade etmek için kullanılabilir.

Sonuç olarak, “so” kelimesi, İngilizcede konuşma ve yazıda fikirleri tekrarlamadan ifade etmek için kullanılan güçlü bir araçtır. Bu yapıyı doğru bir şekilde kullanmak, dil becerilerinizi geliştirerek daha doğal ve etkili bir iletişim kurmanızı sağlar.


“one” ile Yerine Koyma (Substitution with “one”)

İngilizce’de, bir cümlede aynı ismi tekrar tekrar kullanmaktan kaçınmanın en etkili yollarından biri, yerine koyma zamiri olan “one” ve çoğulu olan “ones” ‘ı kullanmaktır. Bu kelimeler, daha önce bahsedilmiş olan sayılabilir tekil veya çoğul bir ismin yerini alarak cümleleri daha kısa ve anlaşılır hale getirir. Bu kullanım, özellikle bir isimle ilgili ek bir açıklama, karşılaştırma veya niteleme yaparken çok işlevseldir.

“one” , bir cümlenin önceki kısmında yer alan sayılabilir bir tekil ismin yerine geçer. Örneğin, “I want to buy a new car. The blue one looks nice.” cümlesinde, “one” kelimesi “car” isminin yerine geçmiştir. Eğer bu yerine koyma işlemi, bir sıfatla birlikte yapılıyorsa, “the new one”, “the red one” gibi yapılar ortaya çıkar. Bu yapılar sayesinde, aynı ismin (“car”) tekrarı önlenir ve cümle daha akıcı bir hale gelir.

“ones” ise, aynı mantıkla sayılabilir çoğul isimlerin yerine kullanılır. Örneğin, “I don’t like these flowers. I prefer the yellow ones .” cümlesinde “ones” kelimesi, “flowers” isminin yerine geçmiştir. Bu kullanım, birden fazla nesne arasından seçim yaparken veya bir grubu nitelerken oldukça yaygındır. “the new ones”, “the small ones” gibi kullanımlar, çoğul bir ismin tekrarını engeller.

Bu yerine koyma kelimelerinin kullanımı, isimlerin gereksiz tekrarını önlemesinin yanı sıra, dilin daha doğal ve konuşma diline daha yakın olmasını sağlar. Ancak, “one” ve “ones” yalnızca sayılabilir isimler için kullanılır. Sayılamayan isimlerin yerine, “some”, “any” gibi başka yapılar tercih edilir. Örneğin, “I need some advice. I have some.” şeklinde bir cümle kurulmaz; bunun yerine “I need some advice.” veya “Do you need any advice? Yes, I do.” gibi ifadeler kullanılır.

Bu yapıyı doğru bir şekilde kullanmak, hem yazılı hem de sözlü iletişimde İngilizce yeterliliğinizi belirgin bir şekilde artıracak ve kendinizi daha akıcı bir şekilde ifade etmenizi sağlayacaktır.

“do”, “so”, “one” Yerine Koyma Tablosu

Kelime Ne İçin Kullanılır? Örnek Cümle Açıklama
do/does/did Fiil veya fiil öbeğinin yerine She sings better than he does . “does”, “sings” fiilinin yerine geçmiştir.
do/does/did Bir eylemi vurgulamak için He said he would call, and he did . “did”, “called” fiilinin yerine geçmiştir ve eylemi vurgular.
so Fikir veya durumun yerine “Is she coming?” “I hope so .” “so”, “she is coming” fikrinin yerine geçmiştir.
so Bir şeyin doğru olduğunu belirtmek için “The report is finished.” “I was told so .” “so”, “the report is finished” ifadesinin yerine geçmiştir.
one/ones Sayılan tekil/çoğul ismin yerine I need a new phone. This one is too old. “one”, “phone” isminin yerine geçmiştir.
one/ones Karşılaştırma yaparken I prefer the red shoes, not the black ones . “ones”, “shoes” isminin yerine geçmiştir ve karşılaştırma yapar.

“do”, “so” ve “one” ile İlgili Sık Yapılan Hatalar

“do”, “so” ve “one” gibi yerine koyma kelimeleri, İngilizceyi daha akıcı ve doğal hale getirse de, bu kelimelerin kullanımında sıkça hatalar yapılabilir. Bu hataların çoğu, hangi kelimenin neyi temsil ettiği konusundaki kafa karışıklığından kaynaklanır. Bu kelimelerin her birinin belirli bir dilbilgisi işlevi vardır ve bu işlevlerin doğru anlaşılması, hataları önlemenin anahtarıdır.

“do” İle İlgili Hatalar

Zaman ve özne uyumu: “do” fiiliyle ilgili en sık yapılan hata, zaman ve özne uyumuna dikkat etmemektir. “Do” kelimesi, yerine geçtiği fiilin zamanına ve cümlenin öznesine göre çekimlenmelidir. Örneğin, “She studies more than I do .” cümlesinde, özne “I” olduğu için “do” kullanmak doğrudur. Ancak, “She studies more than he do .” demek yanlıştır; doğru kullanım “She studies more than he does .” olmalıdır. Geçmiş zaman için ise tüm öznelerle “did” kullanılırken, bu kuralın göz ardı edilmesi de sık karşılaşılan bir durumdur.

“so” İle İlgili Hatalar

“so” ve “it” Karışıklığı: “so” kelimesi genellikle bir fikrin veya bir ifadenin yerine geçerken, bazen yanlışlıkla bir nesne veya duruma atıfta bulunmak için kullanılır. Örneğin, “I lost my phone, so I have to buy a new one .” cümlesinde “so” yerine “one” kullanılması gerekir. Çünkü “so”, bir fikir veya durumun yerine geçer, bir nesnenin değil. “Do you think it will rain?” sorusuna “I think so .” demek doğrudur, çünkü burada “so”, “it will rain” fikrini temsil eder.

Olumsuz Kullanım: “so” kelimesini olumsuz yapmak için genellikle “I don’t think so.” yapısı tercih edilir. “I think not.” daha resmi olsa da, “I don’t hope so.” yerine “I hope not.” gibi istisnai kullanımlar da mevcuttur. Bu farklılıkları bilmemek, anlamsal hatalara yol açabilir.

“one” ve “ones” İle İlgili Hatalar

Tekil ve Çoğul Ayrımı: “one” sayılabilir tekil isimlerin, “ones” ise çoğul isimlerin yerine kullanılır. Bu ayrımı karıştırmak oldukça yaygındır. “I need some books. Do you have a good one ?” cümlesi yanlıştır. Doğru kullanım, çoğul isim için “I need some books. Do you have some good ones ?” şeklinde olmalıdır. Tekil bir isimden bahsediliyorsa “one” kullanılmalıdır, örneğin: “This car is old. I need a new one .”

Sayılamayan İsimlerle Kullanımı: “one” ve “ones” yalnızca sayılabilir isimler için geçerlidir. Sayılamayan isimlerin (advice, information, water, vb.) yerine bu kelimeler kullanılamaz. Örneğin, “I need some advice. I got a good one .” demek yanlıştır. Bunun yerine “I got some good advice.” gibi bir cümle kurulmalıdır.


“do”, “so”, “one” ile Yerine Koyma ile İlgili Örnek Cümleler

  • He thought it would rain, and it did ..
    O yağmur yağacağını düşündü ve öyle de oldu . .
  • She wants to go to the party, but her parents don’t let her do that..
    O partiye gitmek istiyor ama ailesi buna izin vermiyor . .
  • “Are you going to the store?” “I believe so .”.
    “Markete mi gidiyorsun?” “Öyle inanıyorum .” .
  • Will he pass the exam? I hope so ..
    Sınavı geçecek mi? Öyle umuyorum . .
  • Don’t forget to take a pen. You’ll need one .
    Kalem almayı unutma. Bir tanesine ihtiyacın olacak.
  • I have two phones; the new one is much faster than the old one ..
    İki telefonum var; yeni olanı eski olanından çok daha hızlı. .
  • We don’t watch as much TV as we used to do ..
    Eskiden yaptığımız kadar çok televizyon izlemiyoruz. .
  • They said they would arrive early, and they did ..
    Erken varacaklarını söylediler ve geldiler . .
  • “Do you think he’s right?” “I don’t think so .”.
    “Onun haklı olduğunu düşünüyor musun?” “Öyle düşünmüyorum .” .
  • I need a jacket. Do you have a black one ?.
    Bir cekete ihtiyacım var. Siyah bir tane var mı? .
  • He finished his work earlier than I did ..
    O işini benden daha erken bitirdi . .
  • We need some new plates; these old ones are chipped..
    Yeni tabaklara ihtiyacımız var; bu eski olanlar kırık. .
  • Will the meeting be long? I hope not ..
    Toplantı uzun sürecek mi? Umarım hayır . .
  • I’ll take the red shoes, not the blue ones ..
    Mavi olanları değil, kırmızı ayakkabıları alacağım. .
  • He drives more carefully than his brother does ..
    O, erkek kardeşinin yaptığından daha dikkatli araba kullanıyor. .

İlgili Bağlantılar

Yorum yapın