İngilizce’de Bildirilen Cümleler – Reported Statements in English

Bildirilen cümleler, bir başkasının yaptığı bir açıklamayı veya ifadeyi kendi sözlerimizle aktarmanın en yaygın yoludur. Doğrudan anlatımda (Direct Speech) bir ifade tırnak işaretleri içinde aynen aktarılırken, dolaylı anlatımda (Reported Speech) bu ifade tırnak işaretleri olmadan, genellikle bazı dilbilgisel değişikliklerle sunulur. Bu değişiklikler genellikle cümlenin zamanında, zamirlerde ve zaman/yer ifadelerinde meydana gelir.

Bu yapıya hakim olmak, günlük hayatta duyduğumuz bilgileri veya bir olayın detaylarını başkalarına doğru bir şekilde aktarabilmek için çok önemlidir. Örneğin, arkadaşınızın “Bugün çok meşgulüm” dediğini bir başkasına aktarırken, “Bugün çok meşgul olduğunu söyledi” dersiniz. İngilizcede de benzer prensipler geçerlidir. Doğrudan bir ifadeyi dolaylı bir cümleye dönüştürürken izlememiz gereken belirli adımlar ve kurallar vardır.

İçindekiler

Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.


Bildirilen Cümlelerin Temel Yapısı ve Bileşenleri

Doğrudan bir ifadeyi dolaylı anlatıma (reported speech) dönüştürmek, İngilizcede sıkça kullanılan ve akıcı iletişim için temel bir beceridir. Bir bildirilen cümlenin temel yapısı, konuşmacının ne söylediğini veya düşündüğünü kendi kelimelerimizle aktarmamızı sağlar. Bu yapı, genellikle bir bildirme fiiliyle başlar, ardından isteğe bağlı olarak bir bağlaç gelir ve son olarak orijinal cümlenin dilbilgisel olarak uyarlanmış hali yer alır. Bu süreçte, orijinal cümlenin zamanı, zamirleri ve zaman/yer zarfları aktarılan bağlama uygun şekilde değişir.

1. Bildirme Fiillerinin Kullanımı ve Önemi (Reporting Verbs)

Dolaylı anlatımda her zaman bir bildirme fiili ile başlarız. Bu fiiller, kimin konuştuğunu ve aktarılan ifadenin genel amacını (açıklama mı, soru mu, emir mi, vb.) belirtir. İngilizcede en yaygın kullanılan bildirme fiilleri “say” ve “tell” olsa da, cümlenin içeriğini ve konuşmacının niyetini daha detaylı yansıtan birçok farklı fiil bulunur.

1.1. “Say” ve “Tell” Arasındaki Farklar

  • Say: Bu fiil, genellikle bir nesne almadan kullanılır. Eğer kime söylendiği belirtilecekse, mutlaka “to” edatıyla birlikte kullanılır. “Say” fiili, genellikle doğrudan alıntı yaparken veya bir ifadenin içeriğini genel olarak aktarırken tercih edilir.
    • Örnek: Direct: “I am ready.” → Reported: He said he was ready. (Hazır olduğunu söyledi.)
    • Örnek: Direct: “I am ready,” he said to me. → Reported: He said to me he was ready. (Bana hazır olduğunu söyledi.)
  • Tell: “Tell” fiili ise her zaman bir doğrudan nesne (kime söylendiği) ile kullanılır. Nesne olmadan “tell” kullanmak dilbilgisel olarak yanlıştır. “Tell” fiili, bilgi aktarımı veya bir talimat verme bağlamında daha yaygındır.
    • Örnek: Direct: “I am ready,” he told me. → Reported: He told me he was ready. (Bana hazır olduğunu söyledi.)

1.2. Diğer Yaygın Bildirme Fiilleri

İngilizcede sadece “say” ve “tell” değil, aktarılan cümlenin anlamını ve tonunu zenginleştiren birçok başka bildirme fiili vardır. Bu fiiller, konuşmacının amacını daha net bir şekilde ifade etmemize yardımcı olur:

  • State: Bir şeyi resmi veya net bir şekilde belirtmek. (He stated that the project was on track.)
  • Declare: Resmi veya kamuya açık bir şekilde duyurmak, beyan etmek. (The president declared that new policies would be implemented.)
  • Remark: Bir şey hakkında yorum yapmak veya kısa bir gözlemde bulunmak. (She remarked that the weather was beautiful.)
  • Explain: Bir şeyi açıklamak, izah etmek. (He explained that he had missed the bus.)
  • Admit: Bir şeyi kabul etmek, itiraf etmek. (He admitted that he had made a mistake.)
  • Deny: Bir şeyi reddetmek, inkar etmek. (She denied being involved in the incident.)
  • Agree: Bir konuda hemfikir olmak. (They agreed that the proposal was fair.)
  • Promise: Bir şey yapmaya söz vermek. (He promised that he would help me.)
  • Complain: Bir şeyden şikayet etmek. (She complained that the service was slow.)
  • Announce: Bir haberi veya bilgiyi duyurmak. (The company announced that new products would be launched.)
  • Suggest: Bir fikir veya öneri sunmak. (He suggested that we go for a walk.)
  • Inform: Birine bilgi vermek. (She informed us that the meeting was canceled.)

Bu fiilleri doğru kullanmak, aktardığınız bilginin hem dilbilgisel olarak doğru hem de anlam olarak zengin olmasını sağlar.

2. “That” Bağlacının Rolü ve Kullanımı

Bildirilen cümleleri ana cümleye bağlamak için genellikle “that” bağlacı kullanılır. “That”, bildirilen ifadenin bir yan cümle olarak ana fiile bağlı olduğunu gösterir. Ancak, “that” bağlacının kullanımı her zaman zorunlu değildir ve özellikle gündelik konuşmalarda veya daha az resmi yazışmalarda sıklıkla atlanır.

2.1. “That” Bağlacının Kullanılması

“That” bağlacının kullanılması, cümlenin yapısını daha net hale getirebilir ve özellikle karmaşık veya daha uzun cümlelerde okuyucunun/dinleyicinin anlamı kolayca kavramasına yardımcı olabilir. Resmi yazışmalarda veya akademik metinlerde “that” bağlacını kullanmak daha yaygın ve tercih edilen bir durumdur.

  • Örnek: She said that she was busy. (Meşgul olduğunu söyledi.)
  • Örnek: The professor explained that the theory had been proven correct. (Profesör, teorinin doğru olduğunun kanıtlandığını açıkladı.)

2.2. “That” Bağlacının Atlanması

“That” bağlacı, özellikle konuşma dilinde veya samimi yazışmalarda sıklıkla atlanabilir ve cümle yine de tamamen anlaşılır olur. Bu durum, cümleye daha doğal bir akış kazandırır.

  • Örnek: She said she was busy. (Meşgul olduğunu söyledi.)
  • Örnek: He told me he couldn’t come. (Bana gelemeyeceğini söyledi.)

Her iki kullanım da dilbilgisel olarak doğrudur. Seçim, genellikle cümlenin bağlamına, resmiyet düzeyine ve konuşmacının/yazarın tercihine bağlıdır. Ancak, cümlenin anlamının belirsizleşebileceği durumlarda “that” bağlacını kullanmak her zaman daha güvenli bir seçenektir.


Dolaylı Anlatımda Zaman Kayması (Backshift) Kuralları

Dolaylı anlatım (Reported Speech), başkasının söylediklerini aktarırken cümlenin zaman yapısında belirli değişiklikler yapılmasını gerektirir. Bu değişikliklere zaman kayması (backshift) denir. Eğer bildirme fiili (reporting verb) geçmiş zamandaysa (örneğin “said,” “told,” “asked”), doğrudan anlatımdaki cümlenin zamanı genellikle bir adım geriye kaydırılır. Bu kural, aktarılan olayın orijinal konuşma anından önce gerçekleştiğini veya aktarımın geçmişte yapıldığını belirtmek için kullanılır. Aşağıda, farklı zamanların dolaylı anlatımda nasıl dönüştüğüğü detaylı örneklerle açıklanmıştır:

1. Present Simple (Geniş Zaman) → Past Simple (Basit Geçmiş Zaman)

Doğrudan anlatımdaki fiilin geniş zamanda olduğu durumlarda, dolaylı anlatımda bu fiil basit geçmiş zamana dönüşür. Bu, günlük alışkanlıkları, genel doğruları veya mevcut durumları aktarırken geçerlidir.

  • Direct: “I work in a bank.” (Bir bankada çalışıyorum.)
  • Reported: He said he worked in a bank. (Bir bankada çalıştığını söyledi.)
  • Direct: “She likes coffee.” (Kahve sever.)
  • Reported: He said she liked coffee. (Kahve sevdiğini söyledi.)

2. Present Continuous (Şimdiki Zaman) → Past Continuous (Geçmiş Zamanın Süreklisi)

Doğrudan anlatımdaki şimdiki zamanda devam eden bir eylem, dolaylı anlatımda geçmiş zamanın süreklisine dönüşür. Bu, bir olayın konuşulduğu anda hala devam ettiğini belirtmek için kullanılır.

  • Direct: “I am reading a book.” (Bir kitap okuyorum.)
  • Reported: She said she was reading a book. (Bir kitap okuduğunu söyledi.)
  • Direct: “They are playing football.” (Futbol oynuyorlar.)
  • Reported: He told me they were playing football. (Bana futbol oynadıklarını söyledi.)

3. Present Perfect (Yakın Geçmiş Zaman) → Past Perfect (Mişli Geçmiş Zaman)

Doğrudan anlatımdaki present perfect yapısı, dolaylı anlatımda past perfect’e dönüşür. Bu, geçmişte başlayıp konuşma anına kadar devam eden veya konuşma anında etkisi olan eylemleri aktarırken kullanılır.

  • Direct: “I have finished my homework.” (Ödevimi bitirdim.)
  • Reported: He said he had finished his homework. (Ödevini bitirdiğini söyledi.)
  • Direct: “We have seen that movie before.” (O filmi daha önce gördük.)
  • Reported: They explained that they had seen that movie before. (O filmi daha önce gördüklerini açıkladılar.)

4. Present Perfect Continuous (Yakın Geçmiş Zamanın Süreklisi) → Past Perfect Continuous (Mişli Geçmiş Zamanın Süreklisi)

Doğrudan anlatımdaki present perfect continuous yapısı, dolaylı anlatımda past perfect continuous’a dönüşür. Bu, geçmişte başlayıp konuşma anına kadar devam eden ve hala sürmekte olan bir eylemi aktarırken kullanılır.

  • Direct: “I have been waiting for hours.” (Saatlerdir bekliyorum.)
  • Reported: She said she had been waiting for hours. (Saatlerdir beklediğini söyledi.)
  • Direct: “They have been studying all night.” (Bütün gece ders çalışıyorlar.)
  • Reported: He mentioned they had been studying all night. (Bütün gece ders çalıştıklarından bahsetti.)

5. Past Simple (Basit Geçmiş Zaman) → Past Perfect (Mişli Geçmiş Zaman)

Doğrudan anlatımdaki basit geçmiş zaman ifadeleri, dolaylı anlatımda past perfect’e dönüşür. Bu dönüşüm, bildirilen eylemin bildirme fiilinin gerçekleştiği zamandan daha önce meydana geldiğini vurgular. Bu durum, olayların sıralamasını netleştirmek için önemlidir.

  • Direct: “I saw him yesterday.” (Onu dün gördüm.)
  • Reported: He said he had seen him the day before. (Onu bir önceki gün gördüğünü söyledi.)
  • Direct: “She bought a new car last week.” (Geçen hafta yeni bir araba aldı.)
  • Reported: He said she had bought a new car the week before. (Bir önceki hafta yeni bir araba aldığını söyledi.)

6. Past Continuous (Geçmiş Zamanın Süreklisi) → Past Perfect Continuous (Mişli Geçmiş Zamanın Süreklisi)

Doğrudan anlatımdaki geçmiş zamanın süreklisi ifadeleri, dolaylı anlatımda past perfect continuous’a dönüşür. Bu, geçmişte belirli bir zamanda devam etmekte olan bir eylemi aktarırken kullanılır.

  • Direct: “I was watching TV.” (Televizyon izliyordum.)
  • Reported: She said she had been watching TV. (Televizyon izlemekte olduğunu söyledi.)
  • Direct: “They were having dinner when I called.” (Ben aradığımda akşam yemeği yiyorlardı.)
  • Reported: He said they had been having dinner when I called. (Ben aradığımda akşam yemeği yemekte olduklarını söyledi.)

7. Future Simple (will) → Conditional (would)

Doğrudan anlatımdaki gelecek zaman ifadeleri, dolaylı anlatımda “will” yerine “would” kullanılarak koşul cümlesi formuna dönüşür. Bu, konuşma anından sonra gerçekleşmesi beklenen bir eylemi aktarırken kullanılır.

  • Direct: “I will help you.” (Sana yardım edeceğim.)
  • Reported: He said he would help me. (Bana yardım edeceğini söyledi.)
  • Direct: “We will meet at 7 PM.” (Akşam 7’de buluşacağız.)
  • Reported: They said they would meet at 7 PM. (Akşam 7’de buluşacaklarını söylediler.)

8. Modal Fiiller (Can, May, Must, Shall)

Modal fiiller de dolaylı anlatıma çevrilirken genellikle geçmiş zaman formlarına kaydırılır. Ancak, bazı modal fiillerin (örneğin “could,” “would,” “should,” “might”) kendileri zaten geçmiş anlam taşıdıkları için değişmediğini unutmamak önemlidir.

  • Can → Could:
    • Direct: “I can swim .” (Yüzebilirim.)
    • Reported: She said she could swim . (Yüzebildiğini söyledi.)
  • May → Might:
    • Direct: “It may rain .” (Yağmur yağabilir.)
    • Reported: He said it might rain . (Yağmur yağabileceğini söyledi.)
  • Must → Had to (Zorunluluk Anlamında):
    • Direct: “I must go .” (Gitmem gerek.)
    • Reported: She said she had to go . (Gitmesi gerektiğini söyledi.)
  • Shall → Should / Would (Genellikle ‘would’ tercih edilir):
    • Direct: “I shall be there.” (Orada olacağım.)
    • Reported: He said he should/would be there. (Orada olacağını söyledi.)

Değişmeyen Modallar:

  • Direct: “You should study.” (Çalışmalısın.)
  • Reported: He said I should study. (Çalışmam gerektiğini söyledi.)
  • Direct: “I would like some tea.” (Çay isterim.)
  • Reported: She said she would like some tea. (Çay istediğini söyledi.)

Zaman Kayması Olmayan Durumlar

Her zaman zaman kayması yapmak zorunda değilsiniz. Bazı özel durumlarda, doğrudan anlatımdaki zaman dolaylı anlatımda aynı kalır:

  • Genel Gerçekler ve Bilimsel Kanıtlar: Eğer bildirilen ifade evrensel bir gerçek veya bilimsel bir kanıtsa, zaman kayması yapılmaz.
    • Direct: “The teacher said, ‘The Earth revolves around the Sun.'” (Öğretmen ‘Dünya Güneş’in etrafında döner’ dedi.)
    • Reported: The teacher said that the Earth revolves around the Sun. (Öğretmen, Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü söyledi.)
  • Konuşma Anında Hala Geçerli Olan Durumlar: Eğer bildirilen durum veya eylem, aktarım anında hala geçerliyse, zaman kayması isteğe bağlıdır veya yapılmayabilir.
    • Direct: “She said, ‘I am hungry.'” (O ‘Açım’ dedi.) (Eğer o hala açsa)
    • Reported: She said she is hungry. (Aç olduğunu söyledi.) (Bu ifadeyi şu anda söylüyorsanız ve o hala açsa.)
    • Reported: She said she was hungry. (Aç olduğunu söyledi.) (Eğer o artık aç değilse veya zaman farkı varsa.)
  • Bildirme Fiili Şimdiki Zamandaysa: Eğer bildirme fiili geçmiş zamanda değil de şimdiki zamandaysa (örneğin “He says,” “She tells us”), zaman kayması yapılmaz.
    • Direct: “He says, ‘I am busy.'” (O ‘Meşgulüm’ diyor.)
    • Reported: He says he is busy. (Meşgul olduğunu söylüyor.)

Zaman kayması kurallarını iyi anlamak ve pratik yapmak, İngilizcede dolaylı anlatımı doğru ve etkili bir şekilde kullanmanız için kritik bir adımdır. Bu kuralları uygularken her zaman cümlenin bağlamını ve anlamını göz önünde bulundurmayı unutmayın.


Zamir ve Zaman/Yer İfadelerinde Kaymalar

Dolaylı anlatım (Reported Speech) sadece fiil zamanlarının değişimiyle sınırlı değildir. Orijinal cümlenin doğru bir şekilde aktarılabilmesi için, zamirlerin (pronouns) ve zaman/yer ifadelerinin (time and place expressions) de aktarımın yapıldığı bağlama göre uyarlanması kritik öneme sahiptir. Bu kaymalar, bildirilen mesajın anlam bütünlüğünü korurken, konuşmanın yapıldığı an ile orijinal olayın gerçekleştiği an arasındaki farkı yansıtır.

1. Zamir Kayması (Pronoun Shift): Kişi ve Aitlik Uyarlamaları

Doğrudan anlatımdaki zamirler (yani I, you, we, my, your, him, her, us, them vb.), dolaylı anlatıma dönüştürülürken cümlenin konuşmacısına ve dinleyicisine göre değişir. Bu değişim, bilginin doğru kişiye veya gruba atfedilmesini sağlar ve herhangi bir karışıklığı önler.

  • “I” ve “You” Zamirleri:
    • Direct: ” I am going to the party.” (Ben partiye gidiyorum.)
    • Reported: He said he was going to the party. (Partiye gideceğini söyledi.) (Konuşan kişi bir erkekse “he” olur.)
    • Direct: ” You look tired.” (Yorgun görünüyorsun.)
    • Reported: She told me I looked tired. (Bana yorgun göründüğümü söyledi.) (Eğer “you” zamiri beni kastediyorsa “I” olur.)
    • Direct: ” You should come with us .” (Bizimle gelmelisin.)
    • Reported: He told them that they should come with him . (Onlara onunla gelmeleri gerektiğini söyledi.) (Konuşanın “o” ve dinleyicinin “onlar” olduğu varsayılır.)
  • Aitlik Zamirleri ve Sıfatları:
    • Direct: “This is my book.” (Bu benim kitabım.)
    • Reported: She said that was her book. (Onun kitabı olduğunu söyledi.)
    • Direct: “Where is your car?” (Araban nerede?)
    • Reported: He asked where my car was. (Arabamın nerede olduğunu sordu.)
  • “We” Zamiri:
    • Direct: ” We are going on a trip.” (Biz bir geziye gidiyoruz.)
    • Reported: They said they were going on a trip. (Bir geziye gittiklerini söylediler.) (Eğer aktarımı yapan kişi o grubun dışında ise.)
    • Reported: We said we were going on a trip. (Bir geziye gittiğimizi söyledik.) (Eğer aktarımı yapan kişi o grubun içinde ise.)

Zamir kaymaları, aktarımın yapıldığı zamana ve bu aktarımı yapan kişinin kim olduğuna göre şekillenir. Cümleyi dolaylı anlatıma çevirirken, orijinal ifadenin anlamını bozmamak için bu zamirleri dikkatlice uyarlamak gereklidir.

2. Zaman ve Yer Zarfları Kayması (Time and Place Expression Shifts): Bağlamın Uyarlanması

Doğrudan anlatımdaki belirli zaman ve yer belirten ifadeler, dolaylı anlatıma çevrilirken genellikle değişir. Bunun nedeni, orijinal ifadenin ‘şimdi’si veya ‘burası’nın, aktarımın yapıldığı anda farklı bir ‘şimdi’ veya ‘burası’ olmasıdır. Bu zarf değişiklikleri, bilginin güncel bağlama göre doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar.

2.1. Zaman Zarflarındaki Değişimler

Aşağıdaki tablo, doğrudan anlatımdaki yaygın zaman zarflarının dolaylı anlatımda nasıl değiştiğini göstermektedir:

Doğrudan Anlatım (Direct Speech) Dolaylı Anlatım (Reported Speech)
now (şimdi) then (o zaman), at that moment (o anda)
today (bugün) that day (o gün)
tonight (bu gece) that night (o gece)
yesterday (dün) the day before (bir önceki gün), the previous day (bir önceki gün)
last night (dün gece) the night before (bir önceki gece), the previous night (bir önceki gece)
last week/month/year (geçen hafta/ay/yıl) the week/month/year before (bir önceki hafta/ay/yıl), the previous week/month/year (bir önceki hafta/ay/yıl)
tomorrow (yarın) the next day (ertesi gün), the following day (ertesi gün)
next week/month/year (gelecek hafta/ay/yıl) the next week/month/year (ertesi hafta/ay/yıl), the following week/month/year (ertesi hafta/ay/yıl)
ago (önce) before (önce)

Zaman Zarfları Örnekleri:

  • Direct: “I left home an hour ago .” (Bir saat önce evden ayrıldım.)
  • Reported: He said he had left home an hour before . (Bir saat önce evden ayrıldığını söyledi.)
  • Direct: “I will call you tomorrow .” (Seni yarın arayacağım.)
  • Reported: She told me she would call me the next day . (Ertesi gün beni arayacağını söyledi.)

2.2. Yer Zarflarındaki ve İşaret Sözcüklerindeki Değişimler

Yer belirten zarflar ve işaret sıfatları/zamirleri de aktarımın yapıldığı yere göre değişebilir.

Doğrudan Anlatım (Direct Speech) Dolaylı Anlatım (Reported Speech)
here (burada) there (orada)
this (bu) that (o)
these (bunlar) those (onlar)

Yer Zarfları ve İşaret Sözcükleri Örnekleri:

  • Direct: “The meeting is here .” (Toplantı burada.)
  • Reported: She said the meeting was there . (Toplantının orada olduğunu söyledi.)
  • Direct: “I like this book.” (Bu kitabı seviyorum.)
  • Reported: She said she liked that book. (O kitabı sevdiğini söyledi.)
  • Direct: ” These flowers are beautiful.” (Bu çiçekler güzel.)
  • Reported: He commented that those flowers were beautiful. (O çiçeklerin güzel olduğunu yorumladı.)

Bu zarf ve işaret sözcüklerindeki değişimler, dolaylı anlatımın sadece bir dilbilgisel dönüşüm değil, aynı zamanda bağlamsal bir uyarlama olduğunu göstermektedir. Bu detaylara dikkat etmek, İngilizcede daha doğal ve doğru bir şekilde iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır.


Bildirilen Cümlelerde Sık Yapılan Hatalar ve Kaçınma Yolları

Bildirilen cümleler (Reported Statements), İngilizce dilbilgisinin önemli ancak bazen zorlayıcı bir kısmıdır. Öğrenciler, doğrudan anlatımdan dolaylı anlatıma geçerken çeşitli hatalar yapabilirler. Bu bölümde, bildirilen cümlelerde en sık karşılaşılan hataları ve bu hatalardan nasıl kaçınabileceğinizi detaylıca inceleyeceğiz.

1. Zaman Kaymasını (Backshift) İhmal Etmek

Bildirilen cümlelerde en yaygın ve önemli hatalardan biri, bildirme fiili (reporting verb) geçmiş zamanda olduğunda (örneğin “said”, “told”, “explained” vb.), bildirilen cümlenin zamanını bir adım geriye kaydırmayı unutmaktır. Bu “backshift” kuralı, aktarılan olayın konuşma anından önce gerçekleştiğini veya aktarıldığını belirtmek için gereklidir.

  • Yanlış Kullanım: Direct: “I am tired.” → Reported: He said he is tired.
  • Doğru Kullanım: Direct: “I am tired.” → Reported: He said he was tired.

Bu hatadan kaçınmak için, bildirme fiilinin zamanına dikkat etmek çok önemlidir. Eğer bildirme fiili geçmiş zamandaysa, içerideki cümlenin zamanını aşağıdaki tabloya göre değiştirmeniz gerekir:

Doğrudan Anlatım Zamanı Dolaylı Anlatım Zamanı
Present Simple Past Simple
Present Continuous Past Continuous
Present Perfect Past Perfect
Past Simple Past Perfect
Will Would
Can Could
May Might
Must Had to

Önemli Not: Eğer bildirilen ifade hala geçerli bir gerçekse veya genel bir doğruyu ifade ediyorsa (örneğin bilimsel bir gerçek), zaman kayması zorunlu değildir. Ayrıca, bildirme fiili şimdiki zamandaysa (He says…), zaman kayması olmaz.

2. “Tell” Fiilini Nesnesiz Kullanmak

“Say” ve “tell” fiilleri benzer anlamlara sahip olsalar da, kullanım kuralları farklıdır. Özellikle “tell” fiilinin her zaman bir nesne (kime söylendiği) alması gerektiğini unutmak yaygın bir hatadır.

  • Yanlış Kullanım: He told that he was busy. (Eksik: Kime söylediği belirtilmemiş.)
  • Doğru Kullanım: He told me that he was busy.

Öte yandan, “say” fiili nesne almayabilir veya “to” edatıyla bir nesne alabilir:

  • He said that he was busy. (Doğru)
  • He said to me that he was busy. (Doğru)

Bu ayrımı iyi kavramak, cümlelerinizin dilbilgisel olarak doğru olmasını sağlar.

3. Zamirleri Yanlış Dönüştürmek

Orijinal doğrudan anlatım cümlesindeki zamirler ( I, you, we, my, your vb.), dolaylı anlatıma çevrilirken, aktarımı yapan kişiye ve aktarılan bilginin kime ait olduğuna göre değişmelidir. Bu değişim yapılmadığında, cümlenin anlamı yanlış veya belirsiz olabilir.

  • Yanlış Kullanım: Direct: ” I will call you .” → Reported: She said that I would call you . (Eğer arayacak olan siz değilseniz ve aranan kişi siz değilseniz.)
  • Doğru Kullanım: Direct: ” I will call you .” → Reported: She said that she would call me .

Zamir dönüşümlerini yaparken, cümlenin orijinal bağlamını ve kimin kime konuştuğunu göz önünde bulundurun. Örneğin, “I” genellikle “he” veya “she” olurken, “you” cümlenin alıcısına bağlı olarak “I”, “we” veya “they” olabilir.

4. “That” Bağlacını Yanlış Kullanmak veya Atlamak

“That” bağlacı, bildirilen cümleleri ana cümleye bağlamak için kullanılır ve genellikle isteğe bağlıdır. Ancak, bazı durumlarda atlanması cümlenin anlaşılırlığını azaltabilirken, bazen de gereksiz yere kullanılması cümleyi hantallaştırabilir.

  • Duruma Göre Hata: Cümlenin anlamı belirsizleşiyorsa “that” atlamak veya çok basit bir cümlede gereksiz yere kullanmak.

Genel kural olarak, eğer cümlenin anlamı “that” olmadan da netse, özellikle konuşma dilinde atlanabilir. Ancak, resmi yazışmalarda veya cümlenin karmaşık olduğu, birden fazla yan cümlecik içerdiği durumlarda “that” kullanmak, cümlenin yapısını daha anlaşılır kılar.

  • Örnek (Atlanabilir): She said she was coming.
  • Örnek (Tercih Edilen Kullanım): The scientist announced that his team had made a breakthrough in renewable energy.

Bu hatalardan kaçınmak için en iyi yol, bolca pratik yapmak ve farklı cümle yapılarını dolaylı anlatıma çevirme alıştırmaları yapmaktır. Her kuralı ayrı ayrı anlamak ve uygulamak, dolaylı anlatımı daha akıcı ve doğru bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır.


Bildirilen Cümleler ile İlgili Örnek Cümleler

  • Direct: “I am learning English.”
    Reported: She said that she was learning English. (İngilizce öğrendiğini söyledi.)
  • Direct: “We will go on holiday next month.”
    Reported: They announced that they would go on holiday the following month. (Ertesi ay tatile gideceklerini duyurdular.)
  • Direct: “I have never seen such a beautiful place.”
    Reported: He remarked that he had never seen such a beautiful place. (O kadar güzel bir yer hiç görmediğini belirtti.)
  • Direct: “I finished my work an hour ago.”
    Reported: She explained that she had finished her work an hour before. (İşini bir saat önce bitirdiğini açıkladı.)
  • Direct: “I can meet you tomorrow.”
    Reported: He told me that he could meet me the next day. (Ertesi gün benimle buluşabileceğini söyledi.)
  • Direct: “I must submit the report today.”
    Reported: She stated that she had to submit the report that day. (Raporu o gün teslim etmesi gerektiğini belirtti.)
  • Direct: “The flight was delayed due to bad weather.”
    Reported: They informed us that the flight had been delayed due to bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle uçuşun geciktirildiğini bildirdiler.)
  • Direct: “I’m feeling much better now.”
    Reported: He said he was feeling much better then. (O sırada çok daha iyi hissettiğini söyledi.)
  • Direct: “We are planning a surprise party for her.”
    Reported: They whispered that they were planning a surprise party for her. (Ona sürpriz bir parti planladıklarını fısıldadılar.)
  • Direct: “I bought this car last year.”
    Reported: She mentioned that she had bought that car the year before. (O arabayı bir önceki yıl aldığından bahsetti.)
  • Direct: “You should try the local cuisine.”
    Reported: He advised me that I should try the local cuisine. (Bana yerel mutfağı denememi tavsiye etti.)
  • Direct: “It may snow tonight.”
    Reported: The weather forecast said it might snow that night. (Hava tahminleri o gece kar yağabileceğini söyledi.)
  • Direct: “I’ve been working on this project since morning.”
    Reported: She said she had been working on that project since morning. (O projede sabahtan beri çalıştığını söyledi.)
  • Direct: “I’m sorry, I can’t come to the meeting.”
    Reported: He apologized and said he couldn’t come to the meeting. (Özür diledi ve toplantıya gelemeyeceğini söyledi.)
  • Direct: “The show starts at 8 PM.”
    Reported: She reminded me that the show started at 8 PM. (Bana gösterinin akşam 8’de başladığını hatırlattı.)

İlgili Bağlantılar

Yorum yapın