İngilizce’de Zarflar – Adverbs in English

İngilizce dilbilgisinde zarflar (adverbs), cümlede oldukça önemli bir rol oynayan sözcük türlerindendir. Zarflar, bir fiilin , sıfatın , başka bir zarfın ya da tüm bir cümlenin anlamını niteleyerek daha açık, net ve detaylı bir anlatım sağlar. Genellikle eylemin nasıl yapıldığını, ne zaman gerçekleştiğini, nerede meydana geldiğini, ne sıklıkla tekrarlandığını ve ne ölçüde etkili olduğunu belirtmek için kullanılırlar. Yani zarflar, bir eyleme veya duruma yön, zaman, miktar, tarz ve tutum kazandıran sözcüklerdir. Bu yönüyle zarflar, ifadenin inceliklerini yansıtan, anlatımı zenginleştiren ve dinleyici ya da okuyucunun zihninde daha net bir resim oluşturan öğelerdir.

İngilizce’deki birçok zarf, sıfatlara -ly takısı eklenerek oluşturulur: quick → quickly, slow → slowly . Ancak her zarf bu kurala uymaz; bazı zarflar sıfatlarla aynı biçimdedir ( fast, hard ) veya tamamen düzensiz bir yapıya sahiptir ( well , late , early ). Ayrıca bazı zarflar, yapısal olarak tek bir sözcükten değil, zarf öbekleri veya zarf cümlecikleri şeklinde de olabilir ( in a hurry, as soon as possible gibi).

İçindekiler

Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
Makale içerisindeki başlıklara tıklayarak o konunun ayrıntılı konu anlatım sayfasına gidebilirsiniz.

Tarz, Yer, Zaman, Sıklık, Derece Zarfları (Manner, Place, Time, Frequency, Degree Adverbs)

İngilizce’de zarflar genellikle işlevlerine göre sınıflandırılır. Bu sınıflandırmanın en temel ve yaygın biçimi; tarz (manner) , yer (place) , zaman (time) , sıklık (frequency) ve derece (degree) zarflarıdır. Bu zarflar, bir fiilin nasıl gerçekleştiğini ( slowly, carefully ), nerede gerçekleştiğini ( here, everywhere ), ne zaman meydana geldiğini ( now, yesterday ), ne sıklıkla tekrarlandığını ( always, rarely ) ya da ne ölçüde etkili olduğunu ( very, quite ) gösterir. Bu grup, zarfların günlük İngilizce kullanımındaki en temel omurgasını oluşturur.

Karşılaştırma ve Üstünlük Zarfları (Comparative and Superlative Adverbs)

Zarflar da sıfatlar gibi karşılaştırma (comparative) ve üstünlük (superlative) derecelerine sahip olabilir. Bu tür zarflar, iki ya da daha fazla eylemin nasıl gerçekleştiğini karşılaştırmak için kullanılır. Tek heceli zarflarda genellikle “-er” ve “-est” ekleri kullanılır ( faster, fastest ), çok heceli zarflarda ise “more” ve “most” kelimeleri tercih edilir ( more carefully, most beautifully ). Bu yapı sayesinde bir eylemin diğerine göre daha hızlı, daha dikkatli ya da daha etkili gerçekleşip gerçekleşmediği ifade edilebilir. Ayrıca bazı zarflar karşılaştırma yaparken düzensiz biçimde değişir: well → better → best , badly → worse → worst .

Zarfların Cümledeki Yeri (Position of Adverbs in Sentences)

Zarfların İngilizce cümlelerdeki yerleşimi oldukça esnek olsa da, bu esneklik anlam kaymasına neden olmamalıdır. Zarflar, cümlenin başında , ortasında veya sonunda yer alabilir. Örneğin zaman zarfları genellikle cümle başında ya da sonunda yer alır: Yesterday, he called me. / He called me yesterday. Tarz zarfları genellikle fiilden sonra gelir: She speaks clearly. Eğer cümlede yardımcı fiil varsa (do, have, will gibi), zarf genellikle yardımcı fiille esas fiil arasına yerleştirilir: She has always liked music. Bu kuralları bilmek, zarfların yanlış yerde kullanılmasının önüne geçer ve cümledeki anlamın bozulmasını engeller. Özellikle cümle zarflarının yeri, anlam açısından hassasiyet taşır. Cümle başında kullanıldığında tüm cümleye hükmederken, sonunda kullanıldığında vurguya göre değişen anlamlara yol açabilir.

Cümle Zarfları (Sentence Adverbs)

Cümle zarfları , diğer zarflardan farklı olarak sadece bir fiili, sıfatı ya da başka bir zarfı değil, tüm cümlenin anlamını etkileyen ve değerlendirici bir fonksiyon üstlenen zarflardır. Bu zarflar, konuşmacının ya da yazarın cümleye ilişkin tutumunu, görüşünü, duygusunu veya değerlendirmesini ifade eder. Örneğin, bir durumun olumlu, olumsuz, kesin, şüpheli ya da beklentiye dayalı olduğunu belirtmek için cümle zarfları kullanılır. Bu yüzden cümle zarfları, cümlenin yargısını ya da genel havasını belirginleştirir.

Cümle zarflarının tipik örnekleri arasında fortunately (neyse ki), unfortunately (maalesef), hopefully (umuyoruz ki), frankly (açıkçası), clearly (açıkça), actually (aslında), regrettably (üzücü bir şekilde) gibi ifadeler yer alır. Bu zarflar, cümle başında veya sonunda yer alabilirler; yerleri cümlenin vurgusunu etkileyebilir ve cümlenin anlamını farklı tonlarla iletebilir.

Örneğin:

  • Fortunately, the meeting was cancelled. (Neyse ki toplantı iptal edildi.)
  • The meeting was cancelled, fortunately. (Toplantı iptal edildi, neyse ki.)

Her iki cümle de aynı anlamı taşır ancak vurgu ve tonlama farklıdır. Ayrıca cümle zarfları, çoğunlukla virgülle ayrılarak cümleye eklenirler ve cümlenin genel anlamını etkilerler.

Zarfların Özellikleri

Zarfların yapısal özellikleri öğrenildiğinde, hem anlam hem de kullanım açısından doğru tercihler yapılabilir. İşte zarfların temel özellikleri:

  • Sıfattan türetilme: Zarfların çoğu, sıfatların sonuna -ly eki getirilerek oluşturulur. Örnek olarak quick → quickly , happy → happily , slow → slowly verilebilir.
  • Biçimsel farklılıklar: Bazı zarflar sıfatlarla aynı biçimdedir. Örneğin fast ve hard hem sıfat hem zarf olarak kullanılabilir. Bu durum dil öğrenenler için karışıklık yaratabilir.
  • Esnek kullanım: Zarflar cümlede farklı pozisyonlarda yer alabilirler. Örneğin He quickly ran home ve He ran home quickly cümleleri anlam açısından aynıdır, ancak sözcük dizimi farklıdır.

Zarfların Cümledeki Görevleri

Zarfların cümle içindeki temel görevleri çeşitlidir ve şu şekilde özetlenebilir:

  • Fiili nitelemek: Zarfların en yaygın görevi, bir fiilin nasıl yapıldığını belirtmektir. Örnek: She sings beautifully. (O güzel şarkı söyler.)
  • Sıfatı nitelemek: Bir sıfatın derecesini veya yoğunluğunu göstermek için kullanılırlar. Örnek: It’s a very important decision. (Bu çok önemli bir karardır.)
  • Başka bir zarfı nitelemek: Bir zarfın derecesini veya sıklığını belirtmek için kullanılır. Örnek: He works incredibly hard . (O, inanılmaz derecede çok çalışıyor.)
  • Tüm cümleye anlam katmak: Cümle zarfları, cümlenin tamamına duygu, görüş veya tutum ekler. Örnek: Unfortunately, he failed the exam. (Maalesef sınavı geçemedi.)

Zarflarla Karıştırılan Durumlar

İngilizce öğrenirken zarflar ve sıfatlar arasında karışıklık yaşanması çok yaygındır. Bunun başlıca nedeni bazı sözcüklerin hem sıfat hem de zarf olarak kullanılabilmesidir. Bu nedenle hangi durumda ne anlama geldiğini iyi bilmek gerekir.

  • Hard : He works hard. (Zarf; çok çalışıyor) / It’s a hard job. (Sıfat; zor bir iş)
  • Fast : She drives fast. (Zarf; hızlı sürüyor) / It’s a fast car. (Sıfat; hızlı araba)
  • Late : He arrived late. (Zarf; geç geldi) / The late train. (Sıfat; geç kalan tren)

Zarflarla Sık Yapılan Hatalar

Zarfların doğru kullanımı konusunda yapılan yaygın hatalar, anlam kaymalarına ve dilbilgisi yanlışlarına yol açar. En sık karşılaşılan hatalar ve doğru kullanımları şunlardır:

  • Sıfat yerine zarf kullanımı: She runs quick . (yanlış) → She runs quickly . (doğru)
  • “Good” ve “Well” ayrımı: He speaks English good. (yanlış) → He speaks English well . (doğru)
  • “Hardly” ile “Hard” karışıklığı: He hardly works. (Neredeyse hiç çalışmaz) ile He works hard. (Çok çalışır) arasındaki anlam farkına dikkat edilmelidir.
  • Yanlış zarf pozisyonu: Zarfların cümlede yanlış yerde kullanılması anlam bozukluklarına neden olur. Örneğin: She only eats vegetables. (O sadece sebze yer.) ile Only she eats vegetables. (Sadece o sebze yer.) cümleleri arasında anlam farkı vardır.

Zarflar Konusuyla İlgili Alıştırmalar

Aşağıdaki listeden İngilizce’de Zarflar konusuyla ilgili alıştırmaları seçerek online olarak test çözmeye başlayabilirsiniz.

Zarflar Alt Konu Alıştırmaları

Zarflar ile İlgili Örnek Cümleler

  • She sings beautifully .
    O, çok güzel şarkı söyler .
  • They arrived early .
    Onlar erken geldiler .
  • He runs fast .
    O, hızlı koşar .
  • We will meet tomorrow .
    Yarın buluşacağız .
  • He always forgets his keys.
    O, her zaman anahtarlarını unutur .
  • This test is extremely difficult.
    Bu test son derece zor .
  • I completely agree with you.
    Sana tamamen katılıyorum .
  • She answered the question correctly .
    Soruyu doğru şekilde cevapladı .
  • Fortunately , no one was hurt.
    Neyse ki kimse yaralanmadı .
  • He rarely eats out.
    Nadiren dışarıda yemek yer .
  • The children played outside .
    Çocuklar dışarıda oynadı .
  • I nearly missed the train.
    Az kalsın treni kaçırıyordum .
  • She hardly noticed me.
    Beni neredeyse fark etmedi .
  • We recently moved here.
    Yakın zamanda buraya taşındık .
  • He spoke clearly and slowly .
    Açık ve yavaş konuştu .

İlgili Bağlantılar

Yorum yapın