Mastarlar, İngilizce dilbilgisinin temel taşlarından biridir ve fiillerin eylem halini ifade eden, ancak zaman veya kişi çekimine girmeyen özel formlarıdır. Genellikle “to” edatıyla birlikte kullanılırlar (örneğin, to run, to eat, to sleep ), ancak bazı özel durumlarda “to” olmaksızın da (yalın mastar olarak) karşımıza çıkabilirler. Mastarların bu çift yönlü yapısı, onların cümlede isim, sıfat veya zarf gibi çok çeşitli görevlerde bulunabilmesini sağlar. Bu esneklik, mastarları İngilizceyi akıcı ve doğru bir şekilde kullanmak isteyen herkes için öğrenilmesi gereken kritik bir konu haline getirir. Bir fiilin mastar hali, sadece bir eylemi belirtmekle kalmaz, aynı zamanda o eylemin amacını, niyetini veya sonucunu da vurgulayabilir. Örneğin, “I came here to study English” cümlesinde “to study”, buraya gelme eyleminin temel amacını açıklar. Mastarlar, karmaşık cümle yapıları oluşturmada ve daha incelikli anlamlar ifade etmede vazgeçilmez bir rol oynar.
Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
Mastarların Temel Yapısı ve Çeşitleri
Mastarlar, İngilizcede iki ana kategoriye ayrılır: to-mastarlar (to-infinitives) ve yalın mastarlar (bare infinitives) . Her iki türün de kendine özgü kullanım alanları ve dilbilgisel kuralları vardır. Bu formlar, ayrıca farklı zaman ve çatı yapılarında da bulunabilir, bu da anlatım gücünü daha da artırır.
To-Mastarlar (To-Infinitives)
To-mastarlar, “to” edatının ardından fiilin yalın halinin gelmesiyle oluşur ve İngilizcede en sık rastlanan mastar türüdür. Bu yapı, genellikle bir eylemin amacını, niyetini, sonucunu veya bir şeyin ne için kullanıldığını belirtmek için kullanılır. To-mastarlar, bir cümlede özne, nesne, özne tamamlayıcısı olarak işlev görebilir veya sıfat ya da zarf görevi üstlenebilirler. Örneğin, “She decided to pursue her dreams” cümlesinde “to pursue”, “decided” fiilinin nesnesi olarak kullanılmıştır. To-mastarlar, belirli fiillerden (örneğin, want, need, hope, agree, plan, refuse, learn, expect ), bazı sıfatlardan (örneğin, happy, eager, ready, difficult, easy ) sonra ve bir amacın ifade edildiği durumlarda (örneğin, in order to, so as to ) yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, bir şeyin neden veya nasıl yapıldığına dair bilgi verirken de sıklıkla karşımıza çıkarlar. To-mastarların kullanımı, cümlenin anlamını zenginleştirir ve daha detaylı bilgiler sunar.
To-mastarların kullanıldığı bazı yaygın kalıplar şunlardır:
- Amacın Belirtilmesi: “I went to the store to buy some milk.” (Süt almak için markete gittim.)
- Fiillerden Sonra: “He agreed to help us.” (Bize yardım etmeyi kabul etti.)
- Sıfatlardan Sonra: “It’s difficult to understand .” (Anlaması zor.)
- Sorularda: “I don’t know what to do .” (Ne yapacağımı bilmiyorum.)
- Cümlenin Öznesi Olarak: ” To err is human.” (Hata yapmak insana mahsustur.)
Yalın Mastarlar (Bare Infinitives)
Yalın mastarlar, “to” edatı olmaksızın kullanılan fiilin temel halidir. Bu tür mastarların kullanımı daha sınırlıdır ve genellikle belirli fiiller, modal yardımcı fiiller ve yapılarla birlikte görülür. Yalın mastarların en yaygın kullanıldığı yerler şunlardır:
- Modal Yardımcı Fiillerden Sonra: can, could, will, would, shall, should, may, might, must gibi modal fiillerden sonra her zaman yalın mastar kullanılır. Örneğin, “You should study harder.” (Daha çok çalışmalısın.) “She can sing beautifully.” (Güzel şarkı söyleyebilir.)
- Duyu Fiillerinden Sonra: see, hear, feel, watch, observe, notice gibi duyu fiillerinden sonra, bir eylemin tamamını gördüğümüzü veya duyduğumuzu belirtmek için yalın mastar kullanılır. Örneğin, “I heard him sing a song.” (Onun şarkı söylediğini duydum.) “I saw her leave the building.” (Onun binadan ayrıldığını gördüm.)
- “Make” ve “Let” Fiillerinden Sonra: Bu fiiller, birinin bir şey yapmasına neden olmak veya izin vermek anlamında kullanıldığında yalın mastar alırlar. Örneğin, “She made him laugh .” (Onu güldürdü.) “My parents let me go to the party.” (Ailem partiye gitmeme izin verdi.)
- “Had Better” ve “Would Rather” Yapılarından Sonra: Bu yapılar tavsiye veya tercih belirtirken yalın mastar kullanılır. Örneğin, “You had better leave now.” (Şimdi gitsen iyi olur.) “I would rather stay home tonight.” (Bu gece evde kalmayı tercih ederim.)
Yalın mastarların bu belirli kullanımları, İngilizcede doğal ve doğru bir ifade için büyük önem taşır. Bu yapıların ezberlenmesi ve pratikle pekiştirilmesi, dilbilgisi becerilerini geliştirmede anahtar bir rol oynar.
Mastarların Kullanım Alanları Tablosu
Aşağıdaki tablo, mastarların farklı fiiller, sıfatlar ve yapılarla nasıl kullanıldığına dair genel bir özet sunmaktadır. Bu tablo, İngilizce öğrenenlerin mastar kullanımındaki çeşitliliği anlamalarına yardımcı olacaktır.
| Kullanım Alanı | Açıklama | Örnek Cümle |
|---|---|---|
| İsim Olarak (Özne) | Cümlenin öznesi olarak, bir eylemi veya fikri belirtir. | To learn is to grow. Öğrenmek büyümektir. |
| İsim Olarak (Nesne) | Fiilin nesnesi olarak, bir niyeti veya amacı ifade eder. (özellikle belirli fiillerden sonra) | I want to travel the world. Dünyayı gezmek istiyorum. |
| İsim Olarak (Tamamlayıcı) | “Be” fiilinden sonra özneyi tamamlar. | Her dream is to become a doctor. Onun hayali doktor olmaktır. |
| Sıfat Olarak | Bir ismi niteleyerek o ismin amacını veya ne yapılacağını açıklar. | I have a lot of work to do . Yapacak çok işim var. |
| Zarf Olarak (Amaç) | Bir eylemin nedenini veya amacını açıklar. | He studies hard to pass the exam. Sınavı geçmek için çok çalışıyor. |
| Zarf Olarak (Sıfatı Niteleme) | Bir sıfattan sonra gelerek o sıfatın nedenini açıklar. | I am happy to see you. Seni gördüğüme mutluyum. |
| Modal Fiillerden Sonra | Can, could, will, must vb. gibi modal fiillerden sonra yalın mastar kullanılır. | You should try again. Tekrar denemelisin. |
| Duyu Fiillerinden Sonra (Yalın) | See, hear, feel gibi fiillerden sonra eylemin tamamını ifade eder. | I heard him sing . Onun şarkı söylediğini duydum. |
| “Make” ve “Let” Fiillerinden Sonra (Yalın) | Birine bir şey yaptırmak veya izin vermek anlamında kullanılır. | She made him laugh . Onu güldürdü. |
| “Too… to” Yapısı | Bir şeyin bir eylem için fazla olduğunu belirtir. | He is too young to understand . Anlayamayacak kadar küçük. |
| “Enough… to” Yapısı | Bir şeyin bir eylem için yeterli olduğunu belirtir. | She is old enough to travel alone. Yalnız seyahat edebilecek kadar yaşlı. |
| Perfect Mastar | Ana fiilden önce gerçekleşen bir eylemi ifade eder. | He claims to have seen a ghost. Bir hayalet gördüğünü iddia ediyor. |
| Edilgen Mastar | Eylemin özneye yapıldığını ifade eder. | The work needs to be finished . İşin bitirilmesi gerekiyor. |
Mastarların Cümledeki Çok Yönlü Görevleri
Mastarların cümlede üstlendiği roller, onların dilin zenginliğini ve esnekliğini gösteren önemli bir yönüdür. Bir mastar, bağlamına göre farklı dilbilgisel işlevler üstlenerek cümlenin anlamını zenginleştirebilir ve daha karmaşık fikirlerin ifade edilmesini sağlayabilir.
İsim Görevinde Mastarlar
Mastarlar, bir isim gibi davranarak cümlede özne, nesne veya özne tamamlayıcısı olarak kullanılabilirler. Bu kullanım, genellikle bir eylemin kendisini, bir fikri veya bir durumu belirtmek için tercih edilir.
- Özne Olarak: Cümlenin başında yer alarak eylemin veya durumun ne olduğunu belirtirler. Bu durumda mastar, tekil bir isim gibi işlev görür. Örneğin, ” To forgive is divine.” (Affetmek ilahidir.) Burada “to forgive” cümlenin öznesidir. Başka bir örnek: ” To travel opens your mind.” (Seyahat etmek zihninizi açar.)
- Nesne Olarak: Geçişli bir fiilin veya bir edatın nesnesi olarak kullanılabilirler. Özellikle “want”, “need”, “decide”, “hope”, “agree”, “plan”, “expect”, “refuse”, “learn”, “manage”, “pretend”, “promise” gibi fiillerden sonra sıkça görülürler. Örneğin, “I want to finish this project by Friday.” (Bu projeyi Cuma’ya kadar bitirmek istiyorum.) Burada “to finish” fiilin “want” nesnesidir. Ayrıca, “He enjoys to read books.” (Kitap okumaktan hoşlanır.) gibi ifadelerde de kullanılırlar, ancak bu durumda gerund kullanımı daha yaygındır ve bazen fiilin anlamına göre değişebilir.
- Özne Tamamlayıcısı Olarak: “Be” fiilinden sonra gelerek öznenin ne olduğunu veya ne olacağını tanımlar. Genellikle özne ile mastar arasında bir eşdeğerlik veya açıklama ilişkisi kurar. Örneğin, “Her biggest ambition is to become a successful entrepreneur.” (Onun en büyük amacı başarılı bir girişimci olmaktır.) Burada “to become” özne olan “ambition”ı tamamlar.
- Adjective + Infinitive: Bazı sıfatlardan sonra gelerek bir eylemin nedenini veya bir duygunun kaynağını açıklarlar. Örneğin, “I am happy to help you.” (Sana yardım etmekten mutluyum.) “It was kind of you to say that.” (Bunu söylemen nazikti.)
Sıfat Görevinde Mastarlar
Mastarlar, bir isimden sonra gelerek o ismi niteleyebilir veya hakkında ek bilgi verebilirler. Bu kullanımda mastar, “ne tür?” veya “hangi?” sorularına cevap verir, ismin amacını, işlevini veya ne yapılacağını açıklar.
- İsimleri Niteleme: Bir ismin ardından gelerek o isme ait bir eylemi veya amacı belirtirler. Örneğin, “I have a lot of work to do today.” (Bugün yapacak çok işim var.) “to do”, “work” kelimesini niteleyerek ne tür bir iş olduğunu açıklar.
- Amaç veya İşlev Belirtme: Bir nesnenin veya yerin amacını tanımlayabilirler. Örneğin, “This is the perfect place to relax .” (Burası dinlenmek için mükemmel bir yer.) “She bought a book to read on the train.” (Trende okumak için bir kitap aldı.)
- Belirli İfadelerle: “Time to…”, “way to…”, “chance to…”, “opportunity to…” gibi ifadelerle sıkça kullanılırlar. Örneğin, “It’s time to go home.” (Eve gitme zamanı.) “He found a way to solve the problem.” (Sorunu çözmenin bir yolunu buldu.)
Zarf Görevinde Mastarlar
Mastarlar, bir fiili, sıfatı veya başka bir zarfı niteleyerek bir eylemin nedenini, amacını, sonucunu, derecesini veya bir sıfatın nedenini açıklayabilirler. Bu kullanım, genellikle “neden?”, “nasıl?” veya “ne zaman?” gibi sorulara yanıt verir ve cümlenin anlamını daha da detaylandırır.
- Amaç Belirtme: Bu, mastarların en yaygın zarf görevlerinden biridir. Genellikle bir eylemin nedenini açıklamak için kullanılırlar. “In order to” veya “so as to” gibi yapılarla da desteklenebilirler, ancak genellikle tek başına “to” ile de amaç ifade edilebilir. Örneğin, “He studies hard to pass the exam.” (Sınavı geçmek için çok çalışıyor.) “She saved money to buy a new car.” (Yeni bir araba almak için para biriktirdi.)
- Sonuç Belirtme: Bir eylemin sonucunu veya etkisini ifade edebilirler. Bu kullanım genellikle “only to” ile olumsuz bir sonuç belirtirken veya bir beklentinin aksini ifade ederken görülür. Örneğin, “He worked all day, only to find his efforts were in vain.” (Bütün gün çalıştı, sadece çabalarının boşuna olduğunu gördü.) “She woke up to find her room flooded.” (Odası su basmış olduğunu görmek için uyandı.)
- Sıfatı Niteleme: Bir sıfattan sonra gelerek o sıfatın nedenini veya neye yol açtığını açıklarlar. Bu, genellikle bir duyguyu veya bir durumu açıklarken kullanılır. Örneğin, “I am happy to see you again.” (Seni tekrar gördüğüme mutluyum.) “He was shocked to hear the news.” (Haberi duyduğunda şok oldu.)
- Yargı Belirtme: Bir eylem hakkında bir yargı veya değerlendirme ifade edebilirler. Genellikle “too… to” veya “enough… to” yapılarıyla kullanılırlar. Örneğin, “He is too young to understand .” (Anlayamayacak kadar küçük.) “She is old enough to make her own decisions.” (Kendi kararlarını verebilecek kadar yaşlı.)
Mastarların bu çok yönlü kullanımları, İngilizcede ifade özgürlüğünü artıran ve daha karmaşık, detaylı cümleler kurmaya olanak tanıyan önemli bir dilbilgisi özelliğidir. Her bir kullanım alanını anlamak ve pratik etmek, dil becerilerini önemli ölçüde geliştirecektir.
Mastarların Farklı Zaman ve Çatı Yapıları
Mastarlar, sadece temel formlarıyla değil, aynı zamanda farklı zaman (tense) ve çatı (voice) yapılarıyla da kullanılabilirler. Bu, mastarların daha karmaşık ve detaylı anlamlar ifade etmesine olanak tanır, böylece eylemin ne zaman gerçekleştiği veya kim tarafından yapıldığına dair ek bilgi sağlanır. Mastarların bu çeşitli formları, İngilizce dilindeki incelikleri ve ifade zenginliğini ortaya koyar.
Basit Mastar (Simple Infinitive)
Bu, mastarların en temel formudur ( to do, to be, to go ). Genellikle eylemin genel bir şekilde veya mevcut zamanda gerçekleştiğini ifade eder. Amacı, niyeti veya genel bir gerçeği belirtmek için kullanılır. Örneğin, “I want to learn English.” (İngilizce öğrenmek istiyorum.) veya “It’s good to see you.” (Seni görmek güzel.)
Sürekli Mastar (Continuous Infinitive)
Sürekli mastar, “to be + -ing” şeklinde oluşur ( to be doing, to be going ). Bir eylemin belirli bir zamanda devam etmekte olduğunu veya bir an için sürmekte olduğunu ifade eder. Bu form, genellikle bir beklentiyi, varsayımı veya süregelen bir durumu belirtmek için kullanılır. Örneğin, “He seems to be studying hard.” (Çok çalışıyor gibi görünüyor.) Bu, onun şu anda çalışma eylemi içinde olduğunu ima eder.
Perfect Mastar (Perfect Infinitive)
Perfect mastar, “to have + past participle” şeklinde oluşur ( to have done, to have gone ). Genellikle ana fiilden daha önce gerçekleşen bir eylemi veya bir durumun geçmişte tamamlandığını belirtmek için kullanılır. Bu form, özellikle geçmişe yönelik pişmanlıkları, varsayımları veya tamamlanmış eylemleri ifade ederken çok faydalıdır. Örneğin, “He claims to have seen a ghost.” (Bir hayalet gördüğünü iddia ediyor.) Bu, görme eyleminin iddia etme eyleminden önce gerçekleştiğini gösterir.
Perfect continuous mastar da bulunur: “to have been + -ing” ( to have been doing, to have been going ). Bu, ana fiilden önce başlayıp ana fiilin gerçekleştiği ana kadar devam eden bir eylemi ifade eder. Örneğin, “She seems to have been waiting for a long time.” (Uzun süredir bekliyor gibi görünüyor.)
Edilgen Mastar (Passive Infinitive)
Edilgen mastar, “to be + past participle” şeklinde oluşur ( to be done, to be seen ). Eylemin özne tarafından değil, özneye yapıldığını ifade eder. Bu, özellikle eylemi yapanın önemli olmadığı veya bilinmediği durumlarda kullanılır. Örneğin, “The work needs to be finished by tomorrow.” (İşin yarına kadar bitirilmesi gerekiyor.) Burada iş, başkası tarafından bitirilecektir.
Edilgen yapılar perfect mastar ile de birleşebilir: “to have been + past participle” ( to have been done, to have been seen ). Bu form, geçmişte tamamlanmış edilgen bir eylemi ifade eder. Örneğin, “He was happy to have been chosen for the team.” (Takıma seçildiği için mutluydu.)
Mastarların Kullanıldığı Özel Durumlar ve Kalıplar
Mastarlar, İngilizcede belirli fiiller, sıfatlar ve kalıplarla birlikte kullanılarak çeşitli anlamlar katarlar. Bu kalıpları bilmek, mastarların doğru ve etkili kullanımını sağlar.
Belirli Fiillerden Sonra Mastarlar
İngilizcede birçok fiil, kendilerinden sonra bir mastar alarak bir eylemi veya amacı ifade eder. Bu fiiller genellikle bir niyet, plan, karar, umut veya beklenti bildirir.
- Amaç ve Niyet Bildiren Fiiller: agree, decide, plan, hope, expect, promise, refuse, offer, intend, learn, manage, pretend, wish, want, need, appear, seem, tend, choose, fail. Örneğin, “She promised to call me.” (Beni aramaya söz verdi.) “He decided to move to a new city.” (Yeni bir şehre taşınmaya karar verdi.)
- Duygu ve Tepki Belirten Fiiller (sıfatlardan sonra da): Genellikle bir sıfatla birlikte gelirler ve bir duyguyu veya tepkiyi ifade ederler. Örneğin, “I’m glad to hear that.” (Bunu duyduğuma sevindim.) “They were surprised to see him.” (Onu gördüklerinde şaşırdılar.)
Sıfatlardan Sonra Mastarlar
Bazı sıfatlar, kendilerinden sonra bir mastar alarak sıfatın nedenini, bir duygunun kaynağını veya bir durumun niteliğini açıklarlar. Bu, genellikle “it is + adjective + to-infinitive” şeklinde bir yapıda görülür.
- Duyguları İfade Eden Sıfatlar: happy, sad, glad, sorry, pleased, disappointed, eager, reluctant. Örneğin, “We are excited to start the project.” (Projeye başlamak için heyecanlıyız.) “I was sad to leave .” (Ayrılmak üzücüydü.)
- Karakter veya Yargı Bildiren Sıfatlar: kind, rude, polite, clever, foolish, difficult, easy, important, necessary. Bu durumda genellikle “It is + adjective + of + object + to-infinitive” yapısı kullanılır. Örneğin, “It was kind of you to help me.” (Bana yardım etmen nazikti.) “It’s difficult to explain .” (Açıklaması zor.)
Zarf İfadelerinden Sonra Mastarlar
Mastarlar, zarf görevi üstlenerek bir eylemin amacını, sonucunu veya nedenini açıklayan çeşitli zarf ifadeleriyle birlikte kullanılabilir.
- Amaç Belirtme: in order to, so as to. Bu ifadeler, bir eylemin belirli bir amacı olduğunu vurgular. Örneğin, “He wore a mask in order to avoid getting sick.” (Hastalık kapmamak için maske taktı.) “She studied hard so as to pass the exam.” (Sınavı geçmek için çok çalıştı.)
“Too… to” ve “Enough… to” Yapıları
Bu yapılar, bir şeyin bir eylemi gerçekleştirmek için yeterli olup olmadığını veya fazla olup olmadığını ifade ederken kullanılır.
- “Too… to”: Bir şeyin bir eylemi gerçekleştirmek için fazla olduğunu veya olumsuz bir sonuca yol açtığını belirtir. Örneğin, “He is too young to drive a car.” (Araba sürmek için çok genç.) “The coffee is too hot to drink .” (Kahve içilemeyecek kadar sıcak.)
- “Enough… to”: Bir şeyin bir eylemi gerçekleştirmek için yeterli olduğunu belirtir. Örneğin, “She is old enough to travel alone.” (Yalnız seyahat edebilecek kadar yaşlı.) “Do you have enough money to buy this house?” (Bu evi satın alabilecek kadar paran var mı?)
Belirli İsimlerden Sonra Mastarlar
Bazı isimler, kendilerinden sonra bir mastar alarak bir eylemle ilişkili bir karar, yetenek, fırsat veya yol ifade eder.
- Karar, Yetenek, Fırsat İsimleri: decision, ability, opportunity, chance, way, right, desire. Örneğin, “I have the ability to learn new languages quickly.” (Yeni dilleri hızlı öğrenme yeteneğine sahibim.) “He lost his chance to win the game.” (Oyunu kazanma şansını kaybetti.) “There is no way to know for sure.” (Kesin olarak bilmenin bir yolu yok.)
Mastarlar ile İlgili Sık Yapılan Hatalar
Mastarların kullanımı geniş olduğu için, öğrenenler tarafından sıkça yapılan bazı hatalar bulunmaktadır. Bu hataları bilmek, daha doğru ve doğal İngilizce konuşmaya yardımcı olur.
- Gerund ile Karıştırma: Bazı fiiller hem mastar hem de gerund alabilirken (örneğin, “start to do” vs. “start doing”), bazıları sadece birini alır (örneğin, “enjoy doing”, “decide to do”). Bu farklılıkları öğrenmek önemlidir. Örneğin, “I enjoy to swim ” yerine “I enjoy swimming ” denmelidir.
- “To” Edatını Atlamak: Özellikle modal fiillerden sonra yalın mastar kullanılırken, diğer durumlarda “to” edatının atlanması hatadır. Örneğin, “I want learn English” yerine “I want to learn English” denmelidir.
- Yanlış Zaman/Çatı Kullanımı: Perfect mastar veya edilgen mastar yerine basit mastar kullanmak anlamı değiştirebilir. Örneğin, “He claims to see a ghost” (Şu an bir hayalet gördüğünü iddia ediyor) ile “He claims to have seen a ghost” (Geçmişte bir hayalet gördüğünü iddia ediyor) arasında büyük fark vardır.
- Yanlış Fiil Formu: “To”dan sonra fiilin temel halinin kullanılması gerektiği unutulabilir. Örneğin, “to went” veya “to learned” gibi yanlış kullanımlar yerine “to go” veya “to learn” kullanılmalıdır.
Mastarlar ile İlgili Örnek Cümleler
- She decided to quit her job and travel the world..
İşini bırakmaya ve dünyayı gezmeye karar verdi. . - I want to learn how to play the guitar..
Gitar çalmayı öğrenmek istiyorum. . - It’s important to be honest with yourself..
Kendine karşı dürüst olmak önemlidir. . - He tried to open the jar, but it was too tight..
Kavanozu açmaya çalıştı ama çok sıkıydı. . - They went to the market to buy fresh vegetables..
Taze sebzeler almak için pazara gittiler. . - I heard her sing a beautiful song..
Onun güzel bir şarkı söylediğini duydum. . - You should study harder for the upcoming exam..
Yaklaşan sınav için daha çok çalışmalısın . . - She seems to be enjoying her new role at work..
İş yerindeki yeni görevinden keyif alıyor gibi görünüyor. . - He claims to have visited every country in Europe..
Avrupa’daki her ülkeyi ziyaret ettiğini iddia ediyor. . - The book needs to be returned to the library by Friday..
Kitabın Cuma gününe kadar kütüphaneye iade edilmesi gerekiyor . . - It’s too cold to go outside without a jacket..
Ceket giymeden dışarı çıkmak için çok soğuk. . - She has enough experience to manage this project..
Bu projeyi yönetmek için yeterli deneyimi var. . - I am pleased to announce the winner of the competition..
Yarışmanın kazananını duyurmaktan memnuniyet duyuyorum. . - They made us wait for hours..
Bizi saatlerce beklettiler . . - The children are eager to open their presents..
Çocuklar hediyelerini açmak için sabırsızlanıyorlar. .