İngilizce dilinde, kelime dağarcığı ve dilbilgisi kurallarının ötesinde, iletişimin tonunu ve bağlamını belirleyen unsurlar vardır. Kısaltmalar, argo ve deyimler, dilin gayrıresmi yönünü oluşturan ve günlük konuşma ile yazışmalarda sıklıkla kullanılan ifadelerdir. Bu bölümde, bu unsurların neler olduğunu, nasıl kullanıldığını ve dilin resmiyetini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
Kısaltmalar (Contractions)
Kısaltmalar, İngilizce’de iki kelimenin birleşerek tek bir kelime gibi yazılması ve söylenmesidir. Bu dilsel özellik, özellikle günlük konuşma ve gayrıresmi yazışmalarda dili daha doğal, hızlı ve akıcı hale getirmek için kullanılır. Kısaltmalar genellikle bir zamir veya isim ile bir yardımcı fiilin ya da iki fiilin birleşiminden oluşur.
Kısaltmaların Kullanımı ve Yapısı
Kısaltmalar, İngilizce’nin konuşma diline özgü bir yapısıdır ve gayrıresmi iletişimin vazgeçilmez bir parçasıdır. Örneğin, “I am” yerine ” I’m “, “she is” yerine ” she’s “, “we have” yerine ” we’ve ” veya “do not” yerine ” don’t ” gibi kullanımlar, cümleyi kısaltarak hem konuşmayı kolaylaştırır hem de daha samimi bir ton oluşturur. Aynı zamanda ” wanna ” (want to) ve ” gonna ” (going to) gibi daha da gayrıresmi kısaltmalar, özellikle gençlik dilinde ve çok rahat ortamlarda yaygın olarak görülür. Bu kısaltmalar, bir notta, bir arkadaşa gönderilen e-postada veya sosyal medya paylaşımlarında rahatlıkla kullanılabilir.
Resmi Dil ve Kısaltmalardan Kaçınma
Kısaltmalar, gayrıresmi bağlamlar için uygunken, resmi ve akademik yazışmalarda genellikle kaçınılması gereken bir durumdur . Bir iş mektubu, resmi bir rapor, bir üniversite makalesi veya bir sunumun yazılı metni gibi profesyonel ortamlarda, kısaltmalar kullanmak metnin ciddiyetini ve profesyonelliğini azaltabilir. Örneğin, bir makalede “The data doesn’t support the hypothesis” (Veriler hipotezi desteklemiyor) yerine “The data does not support the hypothesis” ifadesi tercih edilmelidir. Kısaltmasız tam ifadeler kullanmak, yazarın konuya olan hakimiyetini ve profesyonel bir dil kullandığını gösterir. Bu, özellikle uluslararası ve farklı kültürlerden gelen okuyucuların olabileceği durumlarda, metnin daha net ve anlaşılır olmasını sağlar.
Argo (Slang)
Argo, belirli bir sosyal grubun, yaş grubunun veya kültürün kullandığı, resmi olmayan kelimeler ve ifadelerdir. Dilin sürekli değişen ve dinamik bir parçası olan argo, genellikle mizahi, abartılı veya vurgulu anlamlar taşır. Argo, resmi dilin sınırlarını aşarak konuşmaya özgünlük ve canlılık katar.
Argo Kullanımının Özellikleri ve Sınırlılıkları
Argo, en çok genç nesiller ve belirli alt kültürler arasında popülerdir. ” Chill out ” (sakin ol), ” awesome ” (harika), ” dude ” (dostum) veya ” lit ” (müthiş) gibi ifadeler, kişisel kimliği ve grup aidiyetini vurgulamak için kullanılır. Argo, günlük konuşmayı daha samimi, renkli ve özgün hale getirir. Ancak, argoyu kullanırken dikkatli olmak gerekir çünkü anlamları bağlama ve kültüre göre değişebilir . Bir bölgede yaygın olan bir argo ifade, başka bir bölgede bilinmeyebilir veya farklı bir anlama gelebilir. Bu durum, yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
Argo Neden Resmi Ortamlarda Kullanılmaz?
Argo, doğal olarak gayrıresmi bir dil olduğu için profesyonel ve resmi ortamlarda kullanılması uygun değildir . İş görüşmeleri, akademik sunumlar, resmi e-postalar veya hukuki belgeler gibi durumlarda argo kullanmak, profesyonellikten uzak, dikkatsiz veya hatta saygısız bir izlenim bırakabilir. Bu ortamlarda net, standart ve evrensel olarak anlaşılır bir dil kullanmak esastır. Örneğin, bir iş arkadaşına “This report is dope !” (Bu rapor harika!) demek yerine, “This report is excellent !” (Bu rapor mükemmel!) demek daha uygun ve profesyonel olacaktır. Argo, doğru bağlamda kullanıldığında iletişimi zenginleştirir, ancak yanlış bağlamda kullanıldığında kariyerinize veya sosyal ilişkilerinize zarar verebilir.
Deyimler (Idioms)
Deyimler, kelimelerin tek başına taşıdığı anlamlardan tamamen farklı, mecazi bir anlamı olan ifadelerdir. İngilizce öğrenenler için deyimler, dilin en zorlayıcı ancak aynı zamanda en zenginleştirici yönlerinden biridir. Deyimlerin anlamını, oluşturan kelimelerin sözlük anlamlarından yola çıkarak tahmin etmek neredeyse imkansızdır; bu yüzden genellikle bütünsel olarak ezberlenmeleri gerekir.
Deyimlerin Dil İçindeki Yeri ve Fonksiyonları
Deyimler, İngilizceyi daha canlı, renkli ve doğal hale getiren temel unsurlardır. Günlük konuşmalarda ve gayrıresmi yazışmalarda sıkça kullanılırlar. Örneğin, ” It’s raining cats and dogs ” ifadesi, kelime kelime “kedi ve köpekler yağıyor” anlamına gelse de, gerçekte “bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor” demektir. Benzer şekilde, birine şans dilemek için “Good luck!” yerine ” Break a leg! ” (iyi şanslar) demek, konuşmaya ironik ve samimi bir ton katar. Deyimler, bir düşünceyi veya duyguyu daha kısa ve etkili bir şekilde ifade etmemizi sağlar. Ayrıca, deyimler kültürel birer ayna görevi görürler ve bir dilin konuşulduğu toplumun düşünce yapısı ve tarihine dair ipuçları sunarlar.
Deyimlerin Kullanım Zorlukları ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Deyimler, İngilizce öğrenenler için iki ana zorluk taşır. Birincisi, deyimlerin anlamlarını doğru bir şekilde kavramaktır. İkincisi ise, onları doğru bağlamda ve doğru zamanda kullanmaktır. Yanlış kullanılan bir deyim, konuşmanın akışını bozabilir ve kafa karıştırıcı bir etki yaratabilir. Bu yüzden, deyimleri öğrenirken hem anlamlarını hem de hangi durumlarda kullanıldıklarını öğrenmek çok önemlidir. Deyimlerin çoğu gayrıresmi olsa da, “to get the ball rolling” (bir işe başlamak) veya “to be on the same page” (aynı fikirde olmak) gibi bazı deyimler, daha az resmi olan iş ortamlarında da kabul edilebilir. Ancak, genel kural olarak, deyimleri resmi makaleler, iş mektupları veya akademik yazılar gibi profesyonel ortamlardan uzak tutmak en iyisidir.
Kısaltmalar, Argo ve Deyimler Arasındaki Farklar
Aşağıdaki tablo, bu üç gayrıresmi dil unsurunun temel farklarını özetlemektedir.
| Özellik | Kısaltmalar (Contractions) | Argo (Slang) | Deyimler (Idioms) |
|---|---|---|---|
| Tanım | İki kelimenin birleşimiyle oluşan tek kelimeler | Belirli gruplara özgü resmi olmayan ifadeler | Kelime anlamlarından bağımsız, bütüncül anlam taşıyan ifadeler |
| Amaç | Konuşmayı hızlandırmak, akıcılık sağlamak | Kimlik ve kültürel aidiyet belirtmek | Dili zenginleştirmek, mecazi anlam katmak |
| Örnek | don’t, isn’t, I’m, they’ve | wanna, gonna, chill, dude | break a leg, once in a blue moon |
| Kullanım Alanı | Gayrıresmi konuşmalar ve yazışmalar | Çoğunlukla gençlik kültürü ve belirli topluluklar | Gayrıresmi konuşma ve edebi metinler |
Kısaltmalar, Argo, Deyimler ile İlgili Örnek Cümleler
- I don’t think we should go there tonight..
(Bu gece oraya gitmememiz gerektiğini düşünmüyorum .) . - He said he isn’t coming to the party..
(Partiye gelmediğini söyledi.) . - I’m so excited about the concert, it’s going to be awesome !!
(Konser için çok heyecanlıyım, harika olacak!) ! - Hey, dude , what are you up to this weekend??
(Selam dostum , bu hafta sonu ne yapıyorsun?) ? - I’m sorry I’m late, I got stuck in traffic..
(Üzgünüm, geç kaldım, trafikte sıkıştım .) . - The test was so easy, it was a piece of cake ..
(Test o kadar kolaydı ki, çocuk oyuncağıydı .) . - I’m going to hit the hay early tonight..
(Bu gece erkenden yatacağım .) . - Let’s grab a bite before the movie starts..
(Film başlamadan önce bir şeyler atıştıralım .) . - He only comes to the office once in a blue moon ..
(O, ofise çok nadiren gelir.) . - I’m gonna call you later..
(Seni daha sonra arayacağım .) . - This job is a real pain in the neck ..
(Bu iş gerçekten can sıkıcı .) . - They ain’t got no money..
(Hiç paraları yok .) . - He’s a real nerd when it comes to computers..
(Bilgisayar söz konusu olduğunda tam bir inek .) . - Don’t worry, break a leg !!
(Endişelenme, başarılar !) ! - I can’t believe she said that..
(Bunu söylediğine inanamıyorum .) .