İngilizce dilbilgisinde, cümleleri oluşturan temel yapı taşlarından biri de ifadelerdir (phrases) . İfadeler, bir araya gelerek anlamlı bir birim oluşturan, ancak tam bir cümle gibi özne ve yüklem içermeyen kelime gruplarıdır. Bu ifadeler, cümle içinde farklı görevler üstlenerek cümlenin anlamını zenginleştirir ve daha karmaşık fikirlerin ifade edilmesini sağlar. Bu bölümde, İngilizcede en yaygın kullanılan ifade türlerinden üçünü; isim ifadelerini (noun phrases) , fiil ifadelerini (verb phrases) ve edat ifadelerini (prepositional phrases) ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Her biri kendi içinde belirli bir yapıya ve işlevselliğe sahiptir ve doğru kullanıldığında İngilizce’yi daha akıcı ve doğru konuşmanızı/yazmanızı sağlar.
Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
İsim, Fiil ve Edat İfadeleri Tablosu
Aşağıdaki tablo, İngilizcedeki isim (noun), fiil (verb) ve edat (prepositional) ifadelerinin temel özelliklerini, tanımlarını ve örneklerini özetlemektedir:
| İfade Tipi | Tanım | Ana Bileşenler | Cümledeki İşlevi |
|---|---|---|---|
| İsim İfadesi (Noun Phrase) | Bir isim veya zamir (baş kelime) ve onu niteleyen veya tanımlayan diğer kelimelerden oluşan bir kelime grubudur. Cümle içinde tek bir birim olarak işlev görür. | Baş kelime (isim/zamir) + belirteçler, sıfatlar, diğer niteleyiciler. | Özne, nesne, tümleç olarak kullanılabilir. |
| Fiil İfadesi (Verb Phrase) | Ana fiil ve ona eşlik eden yardımcı fiillerden (auxiliary verbs) oluşan bir kelime grubudur. Cümlenin yüklemini oluşturur ve eylemi, zamanını veya durumunu belirtir. | Ana fiil + yardımcı fiiller (have, be, do, will, can, must vb.). | Yüklem (predicate) kısmında yer alır. |
| Edat İfadesi (Prepositional Phrase) | Bir edatla başlayan ve edatın nesnesi (genellikle bir isim, zamir veya isim ifadesi) ile devam eden bir kelime grubudur. Genellikle yer, zaman, yön veya başka bir ilişkiyi belirtir. | Edat + edatın nesnesi (isim/zamir/isim ifadesi). | Cümle içinde genellikle sıfat veya zarf gibi işlev görür. |
İsim İfadeleri (Noun Phrases)
Bir isim ifadesi (noun phrase) , bir isim (noun) veya zamir (pronoun) ile birlikte bu ismi niteleyen veya tanımlayan diğer kelimelerden oluşur. İsim ifadesinin çekirdeği her zaman bir isim veya zamirdir. Bu çekirdek kelimenin önüne veya arkasına eklenen sıfatlar, belirleyiciler (determiners), edat ifadeleri veya diğer niteleyiciler, isim ifadesini daha detaylı hale getirir. İsim ifadeleri, cümle içinde bir özne, nesne, edatın nesnesi veya tümleç olarak görev yapabilir.
İsim İfadelerinin Yapısı
Bir isim ifadesi genellikle şu unsurları içerebilir:
- Belirleyiciler (Determiners): Makaleler (a, an, the), iyelik sıfatları (my, your, his), işaret sıfatları (this, that, these, those), nicelik belirleyiciler (some, any, many, few).
- Sıfatlar (Adjectives): İsmi niteleyen kelimeler. Birden fazla sıfat, belirli bir sıralamayla kullanılabilir.
- İsim (Noun) veya Zamir (Pronoun): İfadenin çekirdeği.
- Niteleyici (Modifier): İsimden sonra gelen ve onu daha fazla tanımlayan kelime veya kelime grubu (örneğin edat ifadesi, sıfat cümleciklerinin kısaltılmış hali).
İsim İfadelerinin Cümledeki Görevleri
İngilizce dilbilgisinde isim ifadeleri (noun phrases) , cümlelerin temel yapı taşlarından biridir ve bir isim (noun) veya zamir (pronoun) ile başlar, ardından bu ismi veya zamiri niteleyen kelimeler (sıfatlar, belirteçler, edat ifadeleri vb.) içerebilir. Tek bir kelimeden oluşabileceği gibi (örneğin “book”), birden çok kelimeden oluşan karmaşık bir yapıya da sahip olabilir (örneğin “the very old, dusty book on the top shelf”). İsim ifadelerinin cümle içindeki görevleri oldukça çeşitlidir ve cümlenin anlam bütünlüğünü sağlamada kritik rol oynarlar. Bu görevleri anlamak, karmaşık cümleleri çözümlemek ve doğru İngilizce cümleler kurmak için hayati öneme sahiptir.
İsim İfadelerinin Başlıca Cümledeki Görevleri
İsim ifadeleri, cümle içinde çeşitli dilbilgisel roller üstlenebilir:
- Özne (Subject):
İsim ifadesinin en yaygın görevlerinden biri, cümlenin öznesi olmaktır. Özne, cümlede bahsedilen eylemi gerçekleştiren veya durumu deneyimleyen varlık veya şeydir. Genellikle cümlenin başında yer alır ve fiilin kim veya ne hakkında olduğunu belirtir.
- The old, red car broke down. ( Eski, kırmızı araba bozuldu. ) – Burada “the old, red car” cümlenin öznesidir ve “bozuldu” eylemini gerçekleştiren varlığı belirtir.
- My best friend and I are going to the concert. ( En iyi arkadaşım ve ben konsere gidiyoruz. ) – Birden fazla isimden oluşan bir özne ifadesidir.
- Reading books helps improve vocabulary. ( Kitap okumak kelime dağarcığını geliştirmeye yardımcı olur. ) – Burada bir isim-fiil (gerund) ifadesi özne görevindedir.
- Nesne (Object):
İsim ifadeleri, bir fiilin doğrudan veya dolaylı olarak etkilediği varlık veya şey olarak nesne görevini de üstlenebilir. Nesneler genellikle fiilden sonra gelir ve “kimi?”, “neyi?”, “kime?”, “neye?” gibi sorulara yanıt verir.
- She bought a beautiful new dress . ( O, güzel yeni bir elbise satın aldı. ) – Burada “a beautiful new dress” fiilin doğrudan nesnesidir.
- He gave his sister a present. ( O, kız kardeşine bir hediye verdi. ) – “His sister” dolaylı nesne, “a present” ise doğrudan nesnedir.
- I saw the movie last night. ( Dün gece filmi gördüm. )
- Edatın Nesnesi (Object of a Preposition):
Bir edatın (preposition) hemen ardından gelen isim veya isim ifadesi, o edatın nesnesi olur. Bu yapı, edat ifadesinin (prepositional phrase) bir parçasıdır ve yer, zaman, yön, sebep gibi çeşitli ilişkileri belirtir.
- He is interested in ancient history books . ( O, eski tarih kitaplarıyla ilgileniyor. ) – “ancient history books” ifadesi “in” edatının nesnesidir.
- We walked to the park . ( Parka yürüdük. ) – “the park” ifadesi “to” edatının nesnesidir.
- She talked about her trip . ( Seyahati hakkında konuştu. ) – “her trip” ifadesi “about” edatının nesnesidir.
- Tümleç (Complement):
İsim ifadeleri, bir cümlenin anlamını tamamlayan tümleç (complement) olarak da görev yapabilir. İki ana tümleç türü vardır: özne tümleci ve nesne tümleci.
- Özne Tümleci (Subject Complement): Bağlantı fiillerinden (linking verbs) sonra gelir ve cümlenin öznesi hakkında ek bilgi verir veya özneyi yeniden adlandırır.
- She became a successful doctor . ( O, başarılı bir doktor oldu. ) – “A successful doctor”, “she” öznesini tanımlayan bir tümleçtir.
- He is my brother . ( O, erkek kardeşimdir . )
- The cat appears very happy . ( Kedi çok mutlu görünüyor. )
- Nesne Tümleci (Object Complement): Bir nesneden sonra gelir ve o nesne hakkında ek bilgi verir veya onu tanımlar.
- They elected him president . ( Onu başkan seçtiler. ) – “President”, “him” nesnesini tanımlayan bir tümleçtir.
- We call our dog Buddy . ( Köpeğimize Buddy deriz. )
- Özne Tümleci (Subject Complement): Bağlantı fiillerinden (linking verbs) sonra gelir ve cümlenin öznesi hakkında ek bilgi verir veya özneyi yeniden adlandırır.
- Apozisyon (Appositive):
İsim ifadeleri, başka bir isim veya isim ifadesini açıklayan veya yeniden adlandıran apozisyon olarak da kullanılabilir. Genellikle niteledikleri kelimeden hemen sonra virgüller arasına yerleştirilirler.
- My brother, a talented artist , lives in New York. ( Erkek kardeşim, yetenekli bir sanatçı , New York’ta yaşıyor. ) – “a talented artist” ifadesi “my brother”ı açıklayan bir apozisyondur.
- Istanbul, the largest city in Turkey , is a vibrant metropolis. ( İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri , canlı bir metropoldür. )
İsim ifadelerinin bu çeşitli görevleri, İngilizce cümlelerin karmaşık yapılarını anlamak ve kurmak için temel bir bilgi sunar. Her bir görevin kendine özgü kuralları ve kullanım alanları vardır ve bu, dilbilgisi becerilerini geliştirmek isteyen herkes için önemlidir.
İsim İfadeleri ile İlgili Örnekler
- The dog with the wagging tail greeted me at the door.
Kuyruğunu sallayan köpek beni kapıda karşıladı. - She finally finished the challenging puzzle .
Sonunda zorlu yapbozu bitirdi. - They live in a beautiful old house with a large garden .
Onlar, geniş bahçeli güzel eski bir evde yaşıyorlar. - My favorite hobby is collecting vintage stamps .
En sevdiğim hobi eski pulları toplamak . - He became the new manager of the company .
O, şirketin yeni müdürü oldu. - We talked about the exciting plans for the future .
Gelecek için heyecan verici planlar hakkında konuştuk. - The student, a brilliant young scientist , won the award.
Öğrenci, parlak genç bir bilim insanı , ödülü kazandı. - I need a quiet place to study .
Çalışmak için sessiz bir yere ihtiyacım var. - They painted their entire living room a bright blue .
Tüm oturma odalarını parlak maviye boyadılar. - The view from the top of the mountain was breathtaking.
Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi. - She enjoys long walks in the park .
O, parkta uzun yürüyüşlerden hoşlanır. - His dream is to travel the world .
Onun hayali dünyayı gezmek . - We heard the sound of distant thunder .
Uzaktan gelen gök gürültüsünün sesini duyduk. - The police arrested the man with the red backpack .
Polis, kırmızı sırt çantalı adamı tutukladı. - They named their daughter Lily .
Kızlarına Lily adını verdiler.
Fiil İfadeleri (Verb Phrases)
Bir fiil ifadesi (verb phrase) , bir ana fiil (main verb) ve bu fiile yardımcı olan yardımcı fiillerden (auxiliary verbs) oluşur. Yardımcı fiiller, ana fiilin zamanını, kipini (mood) veya çatısını (voice) belirlemeye yardımcı olur. Fiil ifadesinin çekirdeği her zaman bir fiildir. Bir fiil ifadesi, bir cümlenin yüklemini (predicate) oluşturur.
Fiil İfadelerinin Yapısı
Bir fiil ifadesi genellikle şu unsurları içerebilir:
- Yardımcı Fiiller (Auxiliary Verbs): Zaman, kip veya çatı belirtmek için kullanılan fiiller (örneğin, be, have, do, will, would, can, could, may, might, must, should).
- Ana Fiil (Main Verb): Cümlenin eylemini veya durumunu ifade eden fiil.
Örnek yardımcı fiil ve ana fiil kombinasyonları:
| Yardımcı Fiil | Ana Fiil | Fiil İfadesi | Anlamı |
|---|---|---|---|
| is | reading | is reading | okuyor (Şimdiki zaman) |
| have | finished | have finished | bitirmiş (Şimdiki zaman) |
| will | go | will go | gidecek (Gelecek zaman) |
| can | swim | can swim | yüzebilir (Yetenek) |
| should | study | should study | çalışmalı (Tavsiye) |
Fiil İfadelerinin Cümledeki Görevleri
Fiil ifadeleri (verb phrases) , bir cümlenin en kritik öğelerinden birini oluşturur: yüklemi (predicate) . Yüklem, cümlenin ana eylemini veya durumunu ifade eden kısımdır. Fiil ifadesi, sadece ana fiilden ibaret olmayıp, bu ana fiille birlikte kullanılan yardımcı fiilleri (auxiliary verbs) ve hatta edatları (prepositions) da içerebilir. Bu yardımcı fiiller, zamanı (tense), kipi (mood), çatıyı (voice) ve bazen de fiilin anlamını derinleştiren diğer nüansları belirtmeye yarar. Bir fiil ifadesi, cümlenin ne hakkında olduğunu ve öznenin ne yaptığını, ne olduğunu veya neye maruz kaldığını açıkça ortaya koyar.
Fiil İfadelerinin Çekimlenmesi (Conjugation) ve Zaman Belirtme
Fiil ifadelerinin temel görevlerinden biri, eylemin ne zaman gerçekleştiğini belirtmektir. Bu, ana fiilin çekimlenmesi ve çeşitli yardımcı fiillerin kullanımıyla sağlanır:
- Şimdiki Zaman (Present Tenses): Eylemin şu anda gerçekleştiğini veya genel bir gerçeği ifade eder.
- She is studying for her exams. ( O, sınavlarına çalışıyor. ) – Eylemin şu anda devam ettiğini gösterir.
- He walks to school every day. ( O, her gün okula yürür. ) – Genel bir alışkanlığı veya gerçeği belirtir.
- Geçmiş Zaman (Past Tenses): Eylemin geçmişte gerçekleştiğini ifade eder.
- They have completed the project. ( Onlar projeyi tamamladılar. ) – Eylemin geçmişte başlayıp şu anla ilişkisi olduğunu gösterir.
- The children were playing in the park. ( Çocuklar parkta oynuyorlardı. ) – Geçmişte belirli bir süre devam eden bir eylemi belirtir.
- She had finished her homework before dinner. ( Akşam yemeğinden önce ödevini bitirmişti . ) – Geçmişte başka bir eylemden önce tamamlanmış bir eylemi gösterir.
- Gelecek Zaman (Future Tenses): Eylemin gelecekte gerçekleşeceğini ifade eder.
- We will go to the concert tomorrow. ( Yarın konsere gideceğiz . ) – Basit bir gelecek eylemi belirtir.
- They are going to build a new house. ( Onlar yeni bir ev inşa edecekler . ) – Niyetlenilmiş bir gelecek eylemi gösterir.
Kip (Mood) ve Çatı (Voice) Belirtme
Fiil ifadeleri sadece zamanı değil, aynı zamanda cümlenin kipini (modality) ve çatısını (voice) da belirler:
- Kip (Mood): Eylemin olasılığını, gerekliliğini, iznini veya arzusunu ifade etmek için kullanılır. Bu genellikle kiplik yardımcı fiiller (modal auxiliary verbs) aracılığıyla yapılır.
- He might arrive late. ( O, geç gelebilir . ) – Olasılığı ifade eder.
- You should study harder. ( Daha çok çalışmalısın . ) – Tavsiye veya gerekliliği belirtir.
- Can you help me? ( Bana yardım edebilir misin ? ) – Yeteneği veya rica etmeyi gösterir.
- Çatı (Voice): Eylemin özne tarafından mı yapıldığını (aktif çatı) yoksa öznenin eylemden mi etkilendiğini (pasif çatı) gösterir.
- Aktif Çatı: The dog chased the cat. ( Köpek kediyi kovaladı . ) – Özne (köpek) eylemi yapan konumdadır.
- Pasif Çatı: The cat was chased by the dog. ( Kedi köpek tarafından kovalandı . ) – Özne (kedi) eylemden etkilenen konumdadır. Pasif çatıda fiil ifadesi genellikle “be” yardımcı fiili + ana fiilin üçüncü hali (past participle) şeklinde oluşur.
Fiil İfadelerinin Cümle İçindeki Diğer Görevleri
Fiil ifadeleri, yukarıda belirtilen temel görevlerinin yanı sıra, cümle içinde başka işlevler de üstlenebilir:
- Devam Eden Eylemleri Belirtme: Şimdiki ve geçmiş zamanın devam eden (continuous) formlarında kullanılarak bir eylemin belirli bir zamanda sürdüğünü gösterirler.
- Tamamlanmış Eylemleri Belirtme: Perfect zamanlarda kullanılarak bir eylemin tamamlandığını ve genellikle mevcut durumla bir bağlantısı olduğunu ifade ederler.
- Olumsuzlama (Negation): “Not” kelimesinin fiil ifadesine eklenmesiyle eylemin olumsuz olduğunu belirtir.
- She is not going to the party. ( O partiye gitmiyor . )
- Soru Sorma (Interrogation): Yardımcı fiilin cümlenin başına alınmasıyla soru cümleleri oluşturulur.
- Are you coming with us? ( Bizimle geliyor musun ? )
Görüldüğü gibi, fiil ifadeleri, İngilizce cümlelerin omurgasını oluşturarak eylemlerin ve durumların zaman, kip, çatı ve diğer önemli detaylarını aktarılmasını sağlar. Bu yapıların doğru anlaşılması ve kullanılması, İngilizcede anlamlı ve doğru cümleler kurabilmenin anahtarıdır.
Fiil İfadeleri ile İlgili Örnekler
- She is reading a captivating novel.
O, büyüleyici bir roman okuyor . - They have been waiting for hours.
Onlar saatlerdir bekliyorlar . - He will probably arrive tomorrow morning.
O, muhtemelen yarın sabah varacak . - The old house was built in the 19th century.
Eski ev 19. yüzyılda inşa edildi . - You should consider his advice.
Onun tavsiyesini dikkate almalısın . - I might join you later.
Size daha sonra katılabilirim . - The children were laughing loudly.
Çocuklar yüksek sesle gülüyorlardı . - We had already eaten when they arrived.
Onlar geldiğinde biz zaten yemek yemiştik . - She does not like spicy food.
O, baharatlı yiyecekleri sevmez . - Did you finish your homework?
Ödevini bitirdin mi ? - The project could be completed by next week.
Proje gelecek haftaya kadar tamamlanabilir . - He has been working on this problem all day.
Bütün gün bu problem üzerinde çalışıyor . - They are going to visit their grandparents.
Onlar büyükannelerini ve büyükbabalarını ziyaret edecekler . - The car was being repaired at the garage.
Araba tamirhanede tamir ediliyordu . - I would love to travel the world.
Dünyayı gezmek isterim .
Edat İfadeleri (Prepositional Phrases)
İngilizce dilbilgisinde edat ifadeleri (prepositional phrases) , cümlelerin anlamını zenginleştiren ve onlara derinlik katan önemli yapı taşlarındandır. Bir edat ifadesi, her zaman bir edat (preposition) ile başlar ve bir isim (noun) , zamir (pronoun) veya isim ifadesi (noun phrase) ile sona erer. Bu son kısım, edatın nesnesi (object of the preposition) olarak adlandırılır. Edat ifadeleri, cümle içinde sıklıkla sıfat (adjective) veya zarf (adverb) gibi işlev görerek, eylemin ne zaman, nerede, nasıl gerçekleştiğini veya bir şeyin kime veya neye ait olduğunu açıklığa kavuşturur. Bu ifadeler, bir cümlenin anlamını daraltmak, belirli bir konuma işaret etmek veya bir eylemin nedenini belirtmek için kullanılır. İngilizce öğrenenler için edat ifadelerinin doğru kullanımı, hem yazılı hem de sözlü iletişimde akıcılık ve doğruluk sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.
Edat İfadelerinin Yapısı ve Bileşenleri
Bir edat ifadesi temelde iki ana bileşenden oluşur:
- Edat (Preposition): İfadeyi başlatan kelimedir. İngilizcede yaygın olarak kullanılan edatlar arasında “in, on, at, to, from, with, by, about, for, during, after, before, under, over, beside, through” gibi kelimeler bulunur. Edat, kendisinden sonra gelen nesne ile cümledeki diğer kelimeler arasında bir ilişki kurar.
- Edatın Nesnesi (Object of the Preposition): Edattan hemen sonra gelen isim, zamir veya isim ifadesidir. Edatın yöneldiği ya da hakkında bilgi verdiği varlığı belirtir. Örneğin, “on the table ” ifadesinde “table” edatın nesnesidir. Bu nesne tek bir kelime olabileceği gibi, “the big red car” gibi birden fazla kelimeden oluşan bir isim ifadesi de olabilir. Edatın nesnesi genellikle edattan sonra gelir ve edat ile birlikte bir anlam bütünlüğü oluşturur.
Bu iki bileşen, edat ifadesinin temel yapısını oluşturur ve birlikte cümlenin geri kalanına ek bilgi sağlarlar.
Edat İfadelerinin Cümledeki Görevleri ve Kullanım Alanları
Edat ifadeleri, cümle içinde çeşitli roller üstlenerek anlamı derinleştirir. Başlıca iki görevi bulunur:
- Sıfat Görevinde (Adjectival Prepositional Phrases): Bir ismi veya zamiri nitelerler. Cümlede “hangi?” veya “ne tür?” sorularına yanıt vererek, nitelendirdikleri isim hakkında ek bilgi sunarlar. Genellikle nitelendirdikleri isimden hemen sonra yer alırlar.
- The girl with the red hat is my sister. ( Kırmızı şapkalı kız benim kız kardeşimdir. ) (Hangi kız? Kırmızı şapkalı kız.)
- I love the painting on the wall . ( Duvardaki tabloyu seviyorum. ) (Hangi tablo? Duvardaki tablo.)
- The book about space travel was fascinating. ( Uzay yolculuğu hakkındaki kitap büyüleyiciydi. ) (Ne tür bir kitap? Uzay yolculuğu hakkında.)
Bu kullanımlarda edat ifadesi, bir sıfat gibi davranarak isimleri özelleştirir.
- Zarf Görevinde (Adverbial Prepositional Phrases): Bir fiili, sıfatı veya başka bir zarfı nitelerler. Cümlede “ne zaman?”, “nerede?”, “nasıl?”, “ne kadar?” veya “neden?” gibi sorulara yanıt vererek eylem, durum veya nitelik hakkında ek bilgi sağlarlar. Zarf görevindeki edat ifadeleri cümlenin başında, ortasında veya sonunda yer alabilirler.
- She waited at the bus stop . ( Otobüs durağında bekledi. ) (Nerede bekledi? Otobüs durağında.)
- He solved the problem with great ease . ( Problemi büyük bir kolaylıkla çözdü. ) (Nasıl çözdü? Büyük bir kolaylıkla.)
- We will meet after lunch . ( Öğle yemeğinden sonra buluşacağız. ) (Ne zaman buluşacağız? Öğle yemeğinden sonra.)
- They built the bridge for the community . ( Köprüyü toplum için inşa ettiler. ) (Neden inşa ettiler? Toplum için.)
Bu tür edat ifadeleri, fiillerin eylem biçimini, sıfatların derecesini veya diğer zarfların açıklığını belirtmek için kullanılır.
Edat İfadeleri ile İlgili Sık Yapılan Hatalar
Edat ifadelerinin kullanımında öğrencilerin sıkça yaptığı bazı hatalar şunlardır:
- Yanlış Edat Seçimi: Hangi edatın hangi bağlamda kullanılacağını karıştırmak yaygın bir hatadır. Örneğin, “on” yerine “in” veya “at” kullanmak gibi. Her edatın kendine özgü kullanım alanları ve ilişkileri vardır.
- Edatın Nesnesini Yanlış Kullanma: Edattan sonra fiilin mastar hali (infinitive) veya isim-fiil (gerund) yerine yanlış formda kullanılması. Edatın nesnesi her zaman bir isim, zamir veya isim ifadesi olmalıdır. Eğer bir fiil kullanılacaksa, genellikle isim-fiil hali (-ing eki almış hali) tercih edilir.
- Gereksiz Edat Kullanımı: Bazı fiiller veya ifadeler zaten bir edat anlamı içerirken, gereksiz yere ek bir edat kullanmak. Örneğin, “discuss about” yerine sadece “discuss” kullanmak gibi.
- Cümledeki Konumlandırma Hataları: Edat ifadelerinin niteledikleri kelimelerden çok uzakta veya yanlış bir konumda yer alması, cümlenin anlamını belirsizleştirebilir veya yanlış anlaşılmasına neden olabilir.
Edat İfadeleri ile İlgili Örnekler
- The cat slept under the blanket .
Kedi battaniyenin altında uyudu. - She sang with a beautiful voice .
O, güzel bir sesle şarkı söyledi. - We went to the beach last summer.
Geçen yaz sahile gittik. - The birds flew over the mountains .
Kuşlar dağların üzerinden uçtu. - He arrived on time for the meeting.
Toplantıya zamanında geldi. - The store across the street is open.
Caddenin karşısındaki dükkan açık. - She is good at playing the piano .
O, piyano çalmakta iyidir. - The man in the blue suit is my uncle.
Mavi takımlı adam benim amcam. - They talked about their vacation plans .
Tatil planları hakkında konuştular. - He wrote a letter to his grandmother .
Büyükannesine bir mektup yazdı. - The dog ran through the park .
Köpek parkın içinden koştu. - Lessons start at nine o’clock .
Dersler saat dokuzda başlar. - She is afraid of spiders .
O, örümceklerden korkar. - The book was written by a famous author .
Kitap ünlü bir yazar tarafından yazıldı. - We will have dinner with our friends .
Arkadaşlarımızla akşam yemeği yiyeceğiz.
İfadeler ile İlgili Sık Yapılan Hatalar ve Çözümleri
İngilizce öğrenirken, ifadelerin (phrases) doğru kullanımı konusunda bazı yaygın hatalar yapılmaktadır. Bu hataları anlamak ve düzeltmek, hem yazılı hem de sözlü iletişimde akıcılığınızı ve doğruluğunuzu önemli ölçüde artıracaktır. İşte en sık karşılaşılan hatalar ve bunlardan kaçınmak için ipuçları:
Edat Seçimi Hataları (Prepositional Choice Errors)
Edat ifadelerinde doğru edatı seçmek, İngilizce öğrenenler için en zorlu konulardan biridir. Birçok edatın birden fazla anlamı ve kullanımı olduğu için, hangi durumda hangi edatın kullanılacağını karıştırmak oldukça yaygındır. Yanlış edat seçimi, cümlenin anlamını tamamen değiştirebilir veya anlamsız hale getirebilir.
- Örnek Hata: “I arrived in time for the meeting.” (Toplantıya yetişecek zamanım vardı.) yerine “I arrived on time for the meeting.” (Toplantıya tam zamanında geldim.) demek istendiğinde yanlış edat kullanımı.
- Açıklama: “In time” , bir olaydan önce yeterli zaman kalması anlamına gelirken, “on time” , belirlenen veya planlanan zamanda gelmek anlamına gelir. Benzer şekilde, “listen to music” (müzik dinlemek) doğru kullanımdır; “listen music” yanlış bir kullanımdır çünkü “listen” fiili genellikle “to” edatını gerektirir.
- Çözüm: Edatların anlamlarını ve fiillerle, sıfatlarla veya isimlerle olan yaygın kullanımlarını (collocations) ezberlemeye çalışın. Bol bol okuma ve dinleme yaparak doğal kullanımlara aşina olun. Edatları bağlam içinde öğrenmek, kural ezberlemekten daha etkilidir. Ayrıca, İngilizce edatların Türkçe karşılıklarının her zaman birebir örtüşmediğini unutmayın.
İfadeyi Tam Cümle Sanma Hatası (Mistaking a Phrase for a Complete Sentence)
Bir ifade, bir özne ve bir yüklemden oluşan tam bir cümle değildir. İfadeler, cümlenin bölümleri olarak görev yapar ve genellikle bir ana fikri destekler veya detaylandırır. Tek başına kullanıldıklarında dilbilgisel olarak hatalı olurlar ve eksik bir anlam taşırlar.
- Örnek Hata: Öğrenci, ” Running quickly down the street. ” şeklinde bir ifadeyi tam bir cümle olarak kullanabilir.
- Açıklama: Bu örnek, bir eylemi (running) ve bir yönü (down the street) belirtmesine rağmen, kimin koştuğunu veya bu eylemin ne zaman gerçekleştiğini gösteren bir özne ve çekimli bir fiil (yüklem) içermediği için tam bir cümle değildir. Doğrusu ” The boy was running quickly down the street. ” (Çocuk caddede hızla koşuyordu.) gibi olmalıdır.
- Çözüm: Cümlenin ana bileşenleri olan özne (kim veya ne) ve yüklem (ne yapar veya ne olur) olup olmadığını her zaman kontrol edin. Bir ifadenin, ancak bir cümlenin parçası olarak anlam kazandığını unutmayın. Yazılı anlatımda bu tür hatalar cümlenin akışını bozar ve okuyucuyu yanıltabilir.
İfadelerin Yanlış Yerleştirilmesi (Misplaced Phrases)
Özellikle sıfat görevindeki edat ifadeleri veya diğer niteleyici ifadeler, cümlede niteledikleri kelimeden çok uzak bir yere yerleştirildiğinde anlam karışıklığına yol açabilir. Bu durum, “sarkan niteleyici” (dangling modifier) veya “yanlış yerleştirilmiş niteleyici” (misplaced modifier) olarak bilinir.
- Örnek Hata: “I saw a man with a telescope on the hill .” (Tepede dürbünlü bir adam gördüm.) Bu cümlede “on the hill” ifadesi, dürbünün tepede olduğunu ima edebilir, oysa kasıt adamın tepede olduğudur.
- Doğru Kullanım: “I saw a man on the hill with a telescope .” (Tepedeki bir adamı dürbünle gördüm.) Bu versiyonda “on the hill” ifadesi “man” kelimesini, “with a telescope” ifadesi ise yine “man” kelimesini net bir şekilde nitelemektedir.
- Açıklama: Yanlış yerleştirme, ifadenin nitelediği kelimeye mümkün olduğunca yakın olması gerektiği kuralının ihlalidir. Bu tür hatalar, komik veya kafa karıştırıcı anlamlar yaratabilir.
- Çözüm: Bir ifadeyi yerleştirirken, neyi nitelediğinden emin olun ve o kelimenin hemen yanına koymaya çalışın. Cümleleri yüksek sesle okuyarak veya başkalarına okutarak olası anlam belirsizliklerini tespit edebilirsiniz. Netlik her zaman öncelikli olmalıdır.
Gereksiz İfade Kullanımı (Redundant Phrase Usage)
Bazen öğrenciler, cümlenin anlamını güçlendirdiğini düşünerek gereksiz ifadeler kullanabilirler. Bu durum, cümleyi karmaşık hale getirir ve okuyucunun konuyu anlamasını zorlaştırır.
- Örnek Hata: “He repeated the phrase again .” (İfadeyi tekrar tekrar etti.) Burada “repeated” kelimesi zaten tekrar etme anlamı taşıdığından “again” ifadesi gereksizdir.
- Çözüm: Cümlelerinizi her zaman daha kısa ve öz bir şekilde ifade edip edemeyeceğinizi kontrol edin. Gereksiz kelime veya ifade kalabalığından kaçınmak, yazınızı daha güçlü ve etkili hale getirir.
Bu yaygın hataların farkında olmak ve pratik yapmak, İngilizce ifadeleri daha doğru ve etkili bir şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır. Dilbilgisi kurallarını öğrenmenin yanı sıra, bol miktarda İngilizce metin okumak ve anadili İngilizce olan kişileri dinlemek, doğal kullanımları içselleştirmenizi sağlayacaktır.
İsim, Fiil ve Edat İfadeleri ile İlgili Örnek Cümleler
- The big, yellow bus stopped at the corner ..
Büyük, sarı otobüs köşede durdu. . - She has been reading a fascinating novel about space travel ..
O, uzay yolculuğu hakkında büyüleyici bir roman okuyor . . - My older brother, who lives in London , will visit us during the summer holidays ..
Londra’da yaşayan ağabeyim , yaz tatillerinde bizi ziyaret edecek . . - The children are playing happily in the park near their house ..
Çocuklar evlerinin yakınındaki parkta mutlu bir şekilde oynuyorlar . . - He should have finished his homework before dinner ..
O, ödevini akşam yemeğinden önce bitirmeliydi . . - A small bird with bright blue feathers landed on the window sill ..
Parlak mavi tüyleri olan küçük bir kuş pencere pervazına kondu. . - They were discussing the new project with their team members ..
Onlar yeni projeyi takım arkadaşlarıyla tartışıyorlardı . . - The challenging exam at the end of the semester requires thorough preparation ..
Dönem sonundaki zorlu sınav kapsamlı hazırlık gerektirir . . - She can speak three languages fluently ..
O, üç dili akıcı bir şekilde konuşabilir . . - The car was driven by a very experienced driver ..
Araba çok deneyimli bir sürücü tarafından kullanıldı . . - Our new neighbors from Canada are planning a housewarming party next month ..
Kanada’dan yeni komşularımız gelecek ay bir ev partisi planlıyorlar . . - He decided to study for the entire night in order to pass the test ..
Testi geçmek için bütün gece çalışmaya karar verdi . . - The delicious smell of freshly baked bread filled the entire kitchen ..
Yeni pişmiş ekmeğin lezzetli kokusu mutfağın tamamını doldurdu . . - They will be attending a concert by their favorite band next week ..
Onlar gelecek hafta en sevdikleri grubun konserine katılacaklar . . - The cat slept soundly under the warm blanket ..
Kedi sıcak battaniyenin altında derin derin uyudu . .