İngilizce’de Edatlar – Prepositions in English

Edatlar, isim ya da zamirlerle birlikte kullanılarak bu kelimeler arasındaki yer, zaman, yön, neden gibi ilişkileri açıklayan sözcüklerdir. Genellikle isimlerin veya zamirlerin önünde yer alırlar ve cümledeki diğer ögelerle anlam bağı kurarlar. İngilizcede, edatlar cümlelerin yapı taşlarından biridir ve doğru kullanımı, anlamın netliği açısından oldukça önemlidir.

İçindekiler

Yukarıdaki bağlantılara tıklayarak makalenin ilgili bölümüne gidebilirsiniz.
Makale içerisindeki başlıklara tıklayarak o konunun ayrıntılı konu anlatım sayfasına gidebilirsiniz.


Zaman, Yer ve Yön Edatları (Time, Place, and Direction Prepositions)

Zaman, yer ve yön edatları; cümlelerde olayların gerçekleşme zamanı, nesnelerin konumu ve hareketin yönü hakkında bilgi veren temel edat türlerindendir. Bu üç grup edat, hem anlam açısından hem de cümledeki işlevleri bakımından birbirinden ayrılır ancak çoğu zaman birlikte kullanılırlar. Bu edatlar, bir cümleye netlik, bağlam ve anlam bütünlüğü kazandırır.

Zaman Edatları (Time Prepositions) , bir olayın ne zaman gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır. Bu edatlar; belirli bir anı, günü, haftayı, ayı, yılı veya bir zaman aralığını ifade edebilir. En yaygın zaman edatları arasında at, on, in, since, for, by, until, during, before, after gibi edatlar yer alır.

  • At: Belirli bir saat veya net zaman noktaları için kullanılır. Örn: at 5 o’clock, at midnight.
  • On: Gün ve tarihler için kullanılır. Örn: on Monday, on July 5th.
  • In: Aylar, yıllar, mevsimler ve uzun zaman dilimleri için uygundur. Örn: in 2020, in December, in the morning.
  • Since / For: Süreklilik bildiren yapılarda kullanılır. “Since” belli bir zamandan beri, “for” ise sürenin tamamını belirtir.
  • Before / After: Bir olayın öncesini ya da sonrasını anlatır.
  • By: En geç belirtilen zamana kadar gerçekleşmesi beklenen durumlar için kullanılır.
  • Until / Till: Bir şeyin devam ettiği süreyi belirtir.

Yer Edatları (Place Prepositions) bir nesnenin ya da kişinin bulunduğu yeri veya başka bir şeye göre konumunu tanımlar. En yaygın yer edatları at, in, on, under, over, above, below, next to, between, behind, in front of, near gibi sözcüklerdir.

  • At: Belirli bir konum ya da nokta için kullanılır. Örn: at the door, at the station.
  • In: Kapalı bir alanın içinde olma durumunu ifade eder. Örn: in the room, in a box.
  • On: Yüzeyle temas halinde olan nesneler için uygundur. Örn: on the table, on the wall.
  • Under / Below: Bir nesnenin diğerinin altında olduğunu belirtir. “Under” fiziksel temas ya da örtüşme içerir.
  • Over / Above: Bir şeyin üstünde olduğunu ifade eder, ancak doğrudan temas olmayabilir. “Above” daha genel bir üst konumu ifade eder.
  • Next to / Beside: Yanında anlamındadır.
  • Behind / In front of: Arkasında / önünde konumlarını belirtir.
  • Between: İki nesnenin arasında.
  • Near: Yakınında ama tam bitişik olmayan konumlar için.

Yön Edatları (Direction Prepositions) , bir hareketin veya eylemin nereye doğru yöneldiğini veya hangi yönde gerçekleştiğini belirtir. En çok kullanılan yön edatları to, into, onto, from, out of, off, toward(s), through, across gibi sözcüklerdir.

  • To: Bir hedefe ya da noktaya yönelimi gösterir. Örn: go to school.
  • Into: Bir nesnenin içeriye hareketini anlatır. Örn: walk into the room.
  • Onto: Bir yüzeye doğru hareket. Örn: jump onto the bed.
  • From: Bir yerden çıkış ya da ayrılış. Örn: come from Paris.
  • Out of: İçeriden dışarıya çıkış.
  • Off: Bir yüzeyden uzaklaşma. Örn: fall off the bike.
  • Toward(s): Bir şeye yönelme.
  • Through: İçinden geçerek yapılan hareket. Örn: walk through the tunnel.
  • Across: Bir yüzeyin ya da alanın bir tarafından diğerine geçmek.

Bu üç edat türü, cümlede zamanlamayı, fiziksel yerleşimi ve hareket yönünü doğru ifade etmenin temelidir. Cümledeki bağlamın anlaşılabilir ve mantıklı olması açısından, bu edatların doğru ve yerinde kullanımı son derece önemlidir.


İsimler, Fiiller ve Sıfatlarla Edat Kullanımı (Prepositions with Nouns, Verbs, Adjectives)

Edatlar, sadece zaman, yer veya yön bildirmekle kalmaz; aynı zamanda İngilizcede isimler, fiiller ve sıfatlarla birlikte kullanılarak sabit ve kalıplaşmış ifadeler oluştururlar. Bu tür kullanımlar, dilin doğal akışı içinde sıkça karşımıza çıkar ve doğru anlamı iletmek için ezberlenmesi gereken önemli yapılar arasında yer alır. Bu kalıplar, genellikle mantıksal bir kuraldan ziyade geleneksel kullanıma dayanır; dolayısıyla hangi edatın hangi kelimeyle kullanılacağını öğrenmek, dil hakimiyeti açısından kritiktir.

İsimlerle Edat Kullanımı

Belirli isimler edatlarla birlikte kullanılarak anlamı tamamlanan veya genişleyen ifadeler oluştururlar. Bu ifadeler, cümlenin anlamını detaylandırır ve çeşitli ilişkileri kurar. Örneğin:

  • Interest in: “İlgi duymak” anlamında kullanılır. Örn: She has a great interest in science.
  • Fear of: “Korku” ifadesi. Örn: His fear of heights is strong.
  • Dependence on: “Bağlılık, bağımlılık”. Örn: Dependence on technology is increasing.
  • Responsibility for: “Sorumluluk”. Örn: He has responsibility for the project.
  • Need for: “İhtiyaç”. Örn: There is a need for more research.

Bu tür kalıplarda edat, ismin anlamını pekiştirir ve cümle içinde hangi ilişkide olduğunu netleştirir. Bu yapıların yanlış kullanımı, cümlenin anlamını bozabilir veya anlaşılmaz hale getirebilir.

Fiillerle Edat Kullanımı

Fiillerle birlikte kullanılan edatlar, genellikle fiilin anlamını tamamlayan ya da değiştiren yapılar oluşturur. Bu tür yapılar İngilizcede “phrasal verbs” ve “prepositional verbs” olarak da sınıflandırılır. Örneğin:

  • Depend on: Bir şeye bağlı olmak. Örn: I depend on my friends.
  • Believe in: Bir şeye inanmak. Örn: She believes in justice.
  • Look after: Bakmak, ilgilenmek. Örn: He looks after the children.
  • Agree with: Katılmak. Örn: I agree with your opinion.
  • Apologize for: Özür dilemek. Örn: She apologized for the mistake.

Fiil ve edat birlikteliği çoğunlukla sabittir ve değiştirilemez. Yanlış edat kullanımı anlam karışıklığına yol açar, bu nedenle her fiilin doğru edatla birlikte kullanılması önemlidir.

Sıfatlarla Edat Kullanımı

Sıfatlar da edatlarla birleşerek belirli anlamlar kazanır ve genellikle duygu, durum ya da özelliklerin nesnelere veya durumlara bağlanmasında kullanılır. Örneğin:

  • Interested in: Bir şeye ilgi duymak. Örn: She is interested in music.
  • Afraid of: Korkmak. Örn: He is afraid of spiders.
  • Responsible for: Sorumlu olmak. Örn: They are responsible for the results.
  • Famous for: İle ünlü olmak. Örn: Paris is famous for its museums.
  • Good at: İyi olmak. Örn: She is good at math.

Sıfat + edat yapıları, cümlede kişinin, nesnenin veya durumun hangi özelliğe veya duruma sahip olduğunu daha açık ifade eder. Yanlış edat kullanımı sıfatın anlamını değiştirebilir veya anlamsızlaştırabilir.

Kalıplaşmış Edat Kullanımının Önemi

İsim, fiil ve sıfatlarla birlikte kullanılan edatlar çoğu zaman deyimsel ve sabit ifadeler oluşturur. Bu nedenle, bunları öğrenirken sadece kelimenin anlamına değil, aynı zamanda birlikte kullanıldığı edata da dikkat etmek gerekir. Dil öğrenenler için en etkili yöntem, bu kalıpları cümle içinde tekrar ederek ve örneklerle çalışarak ezberlemektir.

Özetle, edatların isimler, fiiller ve sıfatlarla oluşturduğu kalıplar İngilizcenin doğal akışını yakalamak ve doğru iletişim kurmak için kritik öneme sahiptir. Bu yapıların bilinçli ve doğru kullanımı, dilin akıcılığı ve anlaşılırlığı açısından büyük fark yaratır.


Örnek Cümleler

  • She is interested in modern art. – Modern sanatla ilgileniyor.
  • They are afraid of the dark. – Karanlıktan korkuyorlar.
  • He depends on his family for support. – Destek için ailesine bağlıdır.
  • She is responsible for the team’s success. – Takımın başarısından sorumludur.
  • There is a need for new solutions. – Yeni çözümlere ihtiyaç var.
  • I believe in equality for all. – Herkes için eşitliğe inanıyorum.
  • We look after the elderly in our community. – Toplumumuzdaki yaşlılara bakıyoruz.
  • I agree with your point of view. – Görüşüne katılıyorum.
  • She apologized for being late. – Geç kaldığı için özür diledi.
  • He is good at playing the piano. – Piyano çalmada iyidir.
  • Paris is famous for its cuisine. – Paris mutfağı ile ünlüdür.
  • She is proud of her achievements. – Başarılarıyla gurur duyuyor.
  • They are capable of solving the problem. – Sorunu çözme kapasitesine sahipler.
  • I am interested in learning new languages. – Yeni diller öğrenmeye ilgiliyim.
  • He was accused of theft. – Hırsızlıkla suçlandı.

Edat Tamlamaları (Prepositional Phrases)

Edat tamlamaları , dilbilgisinde bir edat ile onun nesnesinden (çoğunlukla bir isim veya zamir) oluşan ve birlikte anlam taşıyan kelime gruplarıdır. İngilizcede “prepositional phrase” olarak adlandırılan bu yapılar, cümlede sıklıkla zarf (adverbial) ya da sıfat (adjectival) işlevi görürler. Yani edat tamlamaları, cümleye yer, zaman, sebep, amaç, koşul gibi çeşitli anlam boyutları ekleyerek cümlenin anlamını detaylandırır, zenginleştirir ve netleştirir.

Örneğin, “on the table” ifadesi bir yer bildirirken, “after the meeting” zaman bildirir, “in a hurry” durum ve koşulu, “by mistake” ise nedeni belirtir. Edat tamlamaları, bir edat ve onun tamamlayıcısı olan nesneden (isim, zamir, sıfat tamlaması ya da bazen gerund) oluşur. Nesne, edatın anlamını tamamlar ve edatla birlikte kullanıldığında özgün bir anlam kazanır.

Edat Tamlamalarının Yapısı

Bir edat tamlaması şu temel bileşenlerden oluşur:

  • Edat (Preposition): Yer, zaman, yön, sebep vb. ilişkileri ifade eden kelime.
  • Nesne (Object of the Preposition): İsim, zamir veya isim grubundan oluşur. Örnekler: a book, the meeting, him, her, the end of the day.
  • Genişletilmiş Nesne: Bazı durumlarda, edatın nesnesi bir sıfat tamlaması ya da başka edat tamlamalarıyla genişletilmiş olabilir. Örneğin, “in front of the house” ifadesinde “the house” nesne, “in front of” ise edat tamlamasının tamamıdır.

Edat Tamlamalarının Cümledeki Görevleri

Edat tamlamaları, cümlede çeşitli görevler üstlenebilir:

  • Zarf Görevi: Yer, zaman, sebep, amaç gibi bilgileri verir. Örnek: He sat on the chair . (yer)
  • Sıfat Görevi: İsimleri niteleyebilir, hangi nesneden bahsedildiğini belirtir. Örnek: The book on the table is mine.
  • Dolaylı Tümleç: Bazı cümlelerde nesnenin tamamlayıcısı olarak dolaylı tümleç işlevi görebilir. Örnek: She is good at math .

Edat Tamlamalarının Özellikleri ve Kuralları

  • Edatlar tek başına kullanılmaz: Bir edat mutlaka nesnesiyle birlikte anlam kazanır. Örneğin, “on” kelimesi tek başına anlam taşımaz; “on the table” şeklinde kullanılır.
  • Genellikle isimlerden önce gelirler: Edatlar, onları takip eden isim, zamir veya isim gruplarının önünde yer alır.
  • Edatlardan sonra fiil gelirse, bu fiil gerund (V-ing) formunda olmalıdır: Çünkü İngilizcede edat nesnesi olarak yalın fiil kullanılamaz. Örnek: “I’m interested in learning .”, “She is good at painting .”
  • Edat tamlamaları cümlenin sonunda yer alabilir veya cümle içinde başta ya da ortada bulunabilir: Örneğin, “The keys are under the sofa .” ya da ” Before the meeting , we discussed the agenda.”
  • Konuşma dilinde edatlar cümlenin sonunda bulunabilir, özellikle soru zamirleri ile birlikte: İngilizcede bazen edatın nesnesi cümlenin sonunda ayrı konabilir. Örnek: “What are you talking about ?” Bu yapı formal dilde kaçınılması gereken bir yapıdır ancak gündelik konuşmada çok yaygındır.
  • Çok kelimeli edat tamlamaları da vardır: “in front of”, “on behalf of”, “by means of” gibi kalıplar birden fazla edat veya bağlaç içerir ve tamamlayıcılarıyla birlikte tek bir edat tamlaması oluştururlar.

Edat Tamlamalarında Anlam Kayması ve Yanlış Kullanımlar

Edat tamlamalarında yanlış edat kullanımı anlam bozukluğuna neden olur ve cümlenin anlaşılırlığını azaltır. Örneğin, “I am good in math.” ifadesi yanlıştır; doğru kullanım “good at math” şeklindedir. Bu yüzden, edat tamlamaları öğrenilirken kelime ve edat birliktelikleri mutlaka ezberlenmeli ve pratikle pekiştirilmelidir.


Edatların Cümledeki Görevleri

Edatlar, İngilizce cümlelerde farklı işlevler üstlenerek anlamı zenginleştirir ve cümle içerisindeki öğeler arasındaki ilişkileri belirler. Temelde, edatlar isimler, zamirler veya edat tamlamalarıyla birlikte kullanılarak cümlenin zaman, yer, yön, neden, amaç, koşul gibi unsurlarını netleştirir. Bu yönüyle edatlar, cümlenin anlamını tamamlayıcı ve bağlayıcı görev görürler. Edatların cümledeki başlıca görevleri şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • Yer Belirtme: Edatlar, bir nesnenin veya kişinin fiziksel konumunu ya da bir olayın geçtiği mekanı belirtir. Örnek: “The book is on the table.” Burada “on the table” ifadesi, kitabın nerede olduğunu açıkça gösterir.
  • Zaman Gösterme: Olayların veya durumların gerçekleştiği zamanı ifade eder. Örnek: “I was born in 1990.” Bu cümlede “in 1990” zaman belirten edat tamlamasıdır.
  • Neden ve Sebep İfade Etme: Edatlar, olayların nedenini veya sebeplerini ortaya koyar. Örnek: “She was punished for being late.” Burada “for being late” geç kalma nedenini gösterir.
  • Yön Belirtme: Hareketin veya eylemin hangi yöne doğru olduğunu bildirir. Örnek: “He went to the park.” Cümlenin bu bölümünde “to the park” yön bilgisini aktarır.
  • Amacın İfadesi: Bazı edatlar, bir eylemin amacını belirtmek için kullanılır. Örnek: “She studies for the exam.”
  • Koşul veya Durum Bildirme: Bazı edat tamlamaları belirli durumları veya koşulları belirtir. Örnek: “In case of fire, use the stairs.”

Karıştırıldığı Durumlar

İngilizcede bazı edatlar birbirine oldukça benzer anlamlar taşıdığı için kullanımları karmaşık olabilir ve sıkça karıştırılır. Özellikle in , on ve at edatları yer ve zaman ifadelerinde belirgin farklarla kullanılır, fakat bu farklar çoğu zaman Türkçe konuşanlar için kafa karıştırıcıdır. Örneğin:

  • In: Daha geniş alanlar veya uzun zaman dilimleri için kullanılır. Örn: in a city, in 2020, in the morning.
  • On: Yüzey temasını ve belirli günleri ifade eder. Örn: on the wall, on Monday.
  • At: Kesin nokta veya zamanları belirtir. Örn: at the door, at 5 p.m.

Benzer şekilde, to , into ve onto edatlarının farkları da önemlidir. “To” bir hedefe yönelimi belirtirken, “into” ve “onto” hareketin içerisine veya yüzeyine doğru olduğunu vurgular.

Ayrıca, bazı edatların Türkçe karşılıkları birebir olmaması, bunların kullanımı sırasında karışıklıklara yol açabilir. Örneğin, “interested in” ifadesi doğrudan Türkçeye çevrildiğinde anlamsız görünür, ancak İngilizcede doğru ve yerleşik bir kalıptır.


Edatlarla Sık Yapılan Hatalar

  • Fiilden sonra gelen edatı atlamak: Bazı fiiller belirli edatlarla birlikte kullanılır ve edatın unutulması anlam hatalarına neden olur. Örneğin, “Listen to me.” doğru iken, “Listen me.” yanlıştır.
  • Zaman edatlarının yanlış kullanımı: Tarih ve zaman belirtirken edatların uygun seçilmemesi yaygın bir hatadır. Örnek: “On 1990″ yanlış, doğrusu ” In 1990″ şeklindedir.
  • Türkçeden birebir çeviri yapmaya çalışmak: İngilizce edat kullanımları, çoğu zaman Türkçe mantığından farklıdır. Doğrudan çeviri yerine kalıpların öğrenilmesi gerekir.
  • Benzer edatları karıştırmak: “At night” ve “in the night” arasındaki fark gibi nüanslar bilinmediğinde anlam hataları oluşur. “At night” genel gece zamanını ifade ederken, “in the night” genellikle belirli bir gece olayını vurgular.
  • Edatın yanlış yerde kullanılması: Özellikle soru cümlelerinde veya dolaylı anlatımlarda edatın cümle içinde uygun pozisyonda olmaması hataya yol açar.

Edatlar ile İlgili Örnek Cümleler

  • She is sitting on the chair.
    Sandalye üzerinde oturuyor .
  • They arrived at 6 p.m. – Saat 6’da geldiler.
  • The cat jumped onto the bed.
    Kedi yatağın üstüne atladı .
  • I am interested in music.
    Müzikle ilgileniyorum .
  • He was born in 2001.
    2001 yılında doğdu .
  • We walked through the forest.
    Ormanın içinden yürüdük .
  • This gift is for you.
    Bu hediye senin için .
  • The dog ran across the street.
    Köpek sokağın karşısına koştu .
  • She looked at me.
    Bana baktı .
  • I’m good at swimming.
    Yüzmede iyiyim .
  • The keys are under the table.
    Anahtarlar masanın altında .
  • I’ll see you on Monday.
    Pazartesi görüşürüz .
  • They live near the beach.
    Plaja yakın yaşıyorlar .
  • He moved into a new apartment last month.
    Geçen ay yeni bir daireye taşındı .
  • We met at the airport.
    Havalimanında buluştuk .

İlgili Bağlantılar

Yorum yapın